Doğu dünyasını işgal eden Batılı düşmanlar sadece
topraklarımızı işgal etmedi, aynı zamanda zihnimizi de işgal etti. Büyük
mücadeleler sonunda topraklarımızdan çekildiler, ancak zihinlerimizde
üstünlüklerini devam ettiriyorlar. İnancımızdan ve kendi kültürümüzden
kaynaklanan değerlerimiz Batılı değerlerin karşısında ötelenir oldu.
Gençlerimiz kendilerini Batı’nın kavramlarıyla ifade
ediyorlar. “Biraz relax ol, cool ol, trip atma” sözlerini kanıksadık arık. Bir
Batılı gibi düşünme saplantısı, bizim Yunus Emre’ye bakışımızı şekillendirmiştir.
Yunus Emre şiirlerinden insan sevgisini yoğun bir şekilde işler
“Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil”
….
“Gelin tanışık idelüm işi kolay tutalum
Sevelüm sevilelüm dünyâ kimseye kalmaz
…
Yukarıdaki örnek mısralar gibi Yunus Emre’den birçok örnek
vermek mümkün. Birçok kişi bu tür mısralara bakarak Yunus Emre’nin hümanist
olduğunu iddia ediyor ve yanılıyor. Peki Yunus Emre neden hümanist değil? Hümanizm, özellikle Rönesans döneminde insanı
merkeze alan, insanı tek ölçü kabul eden, dini, Tanrı inancını ve doğaüstünü
reddeden bir çeşit insanperestlik düşüncesi veya bir başka deyişle insanlık
dinidir.
Cemil Meriç
“Hümanizm, imanını kaybeden bir çağın dinidir.”
der. Kilisenin yasaklarından
kurtulmak isteyen Orta Çağ insanı, Hristiyanlığın duvarları dışına çıkmayı
özgürlük olarak algıladı. Din adına kilise halka o kadar zulmetmişti ki artık
insanlar için demokrasi fikri ve devamında hümanizm bir çıkış kapısı oldu.
Aydınlar tahrif edilmiş, insan fıtratına aykırı Hristiyanlık dinine cephe
aldılar. Kimi, “tabiatta
Tanrı yoktur, Tanrı’yı yaratan insandır. Kimleri ise, “insanlığı kurtaracak tek kılavuz ilimdir”;
ne Rab ne din dediler. Nietzsche “Tanrı öldü ve onu biz öldürdük.”
İfadesiyle bu bakış açısını çok güzel özetler.
Batı tüm insanları sevelim derken, insanı merkeze almayı, tek
değer ölçüsü olarak insanı kabul etmeyi kastediyordu. Halbuki Yunus Emre’deki
insan sevgisinin temelinde Allah’a olan kulluk bilinci vardı. “Yaratılanı sev Yaradan’dan ötürü”
diyerek gerçek düşüncesini açık bir şekilde ortaya koymuştu. Onun tek amacı
Rabbine sadık bir kul olmaktı.
Yunus Emre’nin insan sevgisini öne çıkaranlar onun ibadet
konusundaki sözlerini hiç gündeme getirmezler. Oysa o çevresindekilere Allah’a
hakkıyla kul olmalarını da tavsiye etmiştir.
Sana derim ey velî, Dur erte namazına, (Erte: sabah)
Eğer değilsen ölü, Dur erte namazına
Ezân okur müezzin Çağırır Allah adın,
Yıkma dinin bünyâdın Dur erte namazına
Kısacası Yunus
Emre’ye hümanist diyerek onu bu kavramın dar kalıpları içine hapsetmek ona
büyük bir haksızlıktır, hatta iftiradır. O samimi bir mümin, Allah’ın sadık bir
kuludur.