Yasemenim;
Gidişini
taşlara kazıdığımda,
Kanadı
parmaklarım.
Kanla
yazdım ismini kayalıklara,
Seni tanır
oldu ıssız topraklar,
Seni taşır
oldu rüzgâr,
Ne zaman
aklıma düşsen,
Alıp
getirdi kokunu yamaçlardan…
Yasemenim;
Dili lal
şiirler tutuştururken eksik kelimelerden,
Gecenin
nabzına nabzına tutuşuyor yalnızlığım.
Şimdilerde
ruhum yitik .
Canımın
kalanıyla vuslatına dilemma,
Sensizliğin
kıyametiyle,
Her sabaha
yabancıyım…
Yasemenim;
Üzülme,
acımdan kırdığım dişlerim helalin olsun.
Sözcüklerim
yokluğuna yazılan,
Savunmasız
şarkıları kıskandırsın.
Aklımı
kendinden kaybettirecek kadar,
Bırak çıldırsın
şiirlerim,
Harflerim
infialidir söyleyeceklerimin…
Yasemenim;
Hikâyemiz
vuslatına yazılırken,
Sabır
sardım yaralarıma.
Söylesene
sensizliği yaşamak için miydi?..
Sensiz
tarifini yapamadığım hayat.
Sensizliğe
alışmak için mi var koca kâinat!..
İşte
ölmediğim onca zamana inat,
Vebali
boynuna onca acının,
Vebali
boynuna benden çaldığın zamanın…
Yasemenim;
Bir düşü
yarama sardım,
İçimde
gittikçe büyüdü aşkın…
Meğer
yüzyıllar boyu uyumuşum
Şimdi sana
uyandım…
Âdem
Efiloğlu