Yeşilken dallarında tararken hakikati

Lal olmuş dudağında yararken barikatı 

Savrulur yaprakları ararken tarikatı

Kendi gibi düşünen kendi gibi üzülen 


Beti benzi solmuştur dolunayken mahinur

Geceyi gündüz eder sarar bir yanını ur 

Yelin hışmına uğrar engel olmaz hiçbir sur 

Kendi gibi düşünen kendi gibi üzülen 


Yaşlanmış duyguları çaresiz gözyaşları

Zamana yenik düşmüş eğer durur başları 

Yıkılmaya yüz tutar oynar temel taşları

Kendi gibi düşünen kendi gibi üzülen 


Ne tanıdık dünyası ne süslüdür abası

Aynı havadan solur kibarı da kabası 

Ne onu övene yar ne de boşa çabası

Kendi gibi düşünen kendi gibi üzülen 

 

Nasıl elveda der ki acısına tiryaki

Alışkanlık dostudur sürecek sanır baki  

Her inleyişte dur der çölde mecnundur sanki

Kendi gibi düşünen kendi gibi üzülen 

 

Dalına dönmeye can atar olunca buhar

Köküne kul olacak her geldiğinde bahar

Kışın hep hüsran olur olurum dese kahhar

Kendi gibi düşünen kendi gibi üzülen 

 

Artık son sözlerinin kalmamıştır manası 

Dönse de dallarına kapanmıştır vanası

Olmuştur artık tohum teslim etmiş anası

Kendi gibi düşünen kendi gibi üzülen 

  

Saffet Kuramaz


Tohumlarda muzdarip isyanlarda hepisi

Genlerine dokundu şeytanların derbisi

Doğar elbet bir nesil yeşertirse Rabbisi;

Kendi gibi düşünen kendi gibi üzülen     ———> Mustafaoğlu

( Tohum başlıklı yazı safdeha tarafından 18.02.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.