Teşaşure pek meraklıydı dört arkadaş. İgorski, Baydırmen, Hansolos, Franzisos.... İçlerinde en uzağa çişini yapan bazı zaman Baydırmen, bazı zamanda İgorski oluyordu, ama genelde Baydırmen bir çok teşaşür şampiyonasında osuruktan bir madalya alırdı... Madalyalar da osuruktan olduğu için her tarafı kötü kokular sarardı...
İşte yine bir teşaşür yarışması... Sarı saçlı İgorski ''Ben bu teşaşurü bir yaparım pir yaparım, benden uzaklara kimse küçük su dökemez, hatta teşaşür yaparken küçük suuuda gördüm seniiii şarkısını bile söyleriz.'' Uzaktan İgorski'nin teşaşürünü seyreden Baydırmen ''Hıh! O da bir şey mi ben bu İgorski'nin paçasını aşağıya alır, hem de ondan daha da uzağa şeyderim, şeyderim derken, anlayın işte teşaşür yahu teşaşür.''
O sırada Hansalos ve Franzisos da kara kara düşünmektedir ''Acaba biz de bunlar kadar uzağa teşaşür yapabilir miyiz, yapamazsak bile onlara yakın mesafelerde şaapar mıyız?'' diye akıllarından geçirmektedirler...
İgorski Bilader çok kafamı bozmayın bol su içer çok daha fazla uzağa şaaparım kimse de benim şaaptığım kadar uzağa şaapamaz demektedir... Tabi ki Baydırmen de bu laflara çok bozulmaktadır. Bu arada Hansalos ve Franzisos da olaylara, işeme ve şaapma durumlarına sadece seyirci kalmaktadırlar...
Bir ara Franzisos İgorski bilader ile tam şaapma yarışına girecekken, mesafe çok uzun olduğundan teşaşürden vazgeçmiştir... Teşaşur den vaz geçmekle beraber İgorsça dilini de bilmediğinden tuvaletin yerini soramamış ve altın şaapıp üstüne oturmuştur... Sonrada ortalığı bir koku sarmış, bu kokudan da bir çok bayılan olmuştur...