Ülkemizin güzel ilçesinde bir şirin köyünde geçen bir öykü anlatayım
bilirsinzi her köyde bir mecnunu olur köyün neşesidir,
bilirsiniz ya bunla dalga geçerler yada sevgi göstererirler
buda bizim mecnunu biraz kızdırır.
Hikayemize geçelim
Bizim mecnun her zaman ki gibi köy meydanında kendine göre eğlenirken
Öğlen vakti
minareden ezan sesi duyar
camiye bakar öyle ezan bitene kadar bekler
Ahalinin camiye girip çıkanları selamlar,
bunu her vakit yardı,
Ve bu durum imamın dikkatini çeker
Mecnunu yanına gider
şöyle der mecnun sende camiye gelsene öyle dışardan
bakmayla olmaz,
hem caminin içinede çok seveceksin eminim
tabi bizim mecnun yarımyamalak konuşmayla kafasını sallayıp hee hee der
tabi mecnun güzel giyinmiş namaz saatini beklemeye başlamış
Ezan okunur okunmaz camiden içeri dalıp
Arka tarafta beklemeye başlamış
cemaat saf tutup tekbir alınca
bizim mecnun hemen caiden çıkıp ormanın yolunu tutmuş
ormana geldiğinde bir kaç odun kesip köyün meydanına gelip
namaz saatini beklemiş namaz vakti gelmiş çatmış
mecnun kestiği odunları sırtına bağlayıp arka tarafta saf tutup
tabi eğili kalkınca sırtına bağladığı odunlar tek tek yere düşüp ses çıkarmış
namaz bitince imam mecnuna dönmüş sevecen sesle mecnun ne yaptın öyle
cemaat sende şikayetçi oldu o odunları neden bağladın sırtına diye sormuş
mecnun bakın nedemiş
İmam, imam içieri girdiğim zaman herkezin sırtında bir yük vardı
kiminde evi ,kiminde arabası, kimin parası,kiminde tarlası bağı bahçesi
anası ,babası ,çoluk ,çocuğu
İmam, imam seninde sırtında yük vardı
ondan benim sırtım boş kalmasın diye ormandan odun bağladım sırtıma
ne var bunda der
İmama haklısın mecnun senmi deli bizmi . (selametle saygılar)