İki yıldır dünya genelini etkisi altına alan ve
milyonlarca insanın ölümüne neden olan Covid-19 salgını nedeniyle yapılamayan 9.
Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı 13-22 Mayıs 2022 tarihleri arasında
gerçekleştirildi.
Malatya Valiliği ile Malatya Büyükşehir Belediyesi
Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen, organizasyonunu
ise Kültür A.Ş.’nin yaptığı, 9. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı bu yıl
Sezai Karakoç Anısına 13-22 Mayıs 2022 tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Mişmiş Park Fuar alanında bir süre önce yenilenen Yeni
Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen 9. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür
Fuarına yüzlerce yayınevi ile yazar katılarak kitapseverler ile bir araya
geldiler.
İki yıllık bir aradan sonra kitapseverlerin yoğun
katılımıyla gerçekleşen kitap fuarı etkinlikleri kapsamında ise yüzlerce imza
günleri, söyleşiler, paneller, konferanslar, yazar öğrenci, yazar okur, yazar STK
buluşmaları gerçekleştirildi.
9. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarının
gerçekleşmesinde büyük emeği geçen başta Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin
Gürkan olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluş yetkililerine, Kültür ve Sosyal
İşler Daire Başkanlığına bağlı olan Kültür A.Ş. Genel Müdürü Akif Özbildirici
ile çalışanlarına teşekkür ediyorum.
Kitap fuarına katıltamadığım için herhangi bir gözlem
yapma imkânım olmadığı için yorum yapamayacağım. Eminim ki herhangi bir
eksiklik olmadığı gibi en ufak bir olumsuzlukta yaşanmamıştır. Ufak tefek
aksaklıklar ile eksiklikler yaşanmışsa da bunların bir daha yaşanmaması için
gereken tedbirlerinde Belediye Başkanı Selahattin Gürkan tarafından alınacağına
inanıyorum.
Özellikle son iki kitabım olan “Bu Hayatta Ben de Varım” ve “Can’ım Tenimden Ayrıldı” adlı eserlerimle yer almak için hazırlıklarımı dahi yaptığım, il dışından gelecek olan yazar dostlarla bir arada olmayı, onlarla hasbıhal edip özlem gidermeyi ve okurlarımla buluşmayı sabırsızlıkla beklediğim fuara ne yazık ki katılamadım.
Fuarın başladığı ilk günden son güne kadar onlarca kitapsever dostlardan, fuar alanında bulunduklarını ve beni göremediklerini, nerede bulunduğumu soran sayısız telefon aldım.
Arayıp soran dostlara gösterdikleri ilgiden ve duyarlılıklarından dolayı çok teşekkür ediyorum.
Kitap fuarına katılamadığım gibi aynı günlerde gerçekleşen 10-16 Mayıs tarihleri arasında anılan Türkiye Engelliler Haftası kapsamında yapılan bazı etkinliklere de katılamadım.
Engelliler Haftası nedeniyle davet edildiğim Tv programlarına da katılamadığım gibi gazete röportajlarını da kabul edemeyerek geri çevirmek zorunda kaldım.
Çünkü 19 Nisan Salı günü Manisa’da yaşayan kız kardeşim Fatoş’un rahatsızlanarak acile kaldırılmasının ardından hastaneye yatırılmış olmasının ailece hayatımızda bir dönüm noktası olacağını bilemezdik.
Evet, kız kardeşim Fatoş’un acile kaldırılmasıyla pankreas kanserine yakalandığı tespit edilerek hastaneye yatırılmıştı. Yatırılmasının ardından ise patoloji için parça alınacağı günden önce beynine pıhtı atmış olduğundan bu defa yoğun bakıma alınmıştı.
Beynine atan pıhtıdan dolayı birkaç gün yoğun bakımda tedavi gördükten sonra servise alınmış ve kan değerleri normale dönmeden parça alınamayacağı ve bayramında araya girmesi nedeniyle eve çıkarılmıştı.
Bayram sonuna kadar evde tedavisi edecek ve sonrasında kan değerleri düzelmesi halinde ise asıl tedaviye başlanacaktı. Evde devam eden tedavisi olumlu gelişmeler sağlıyor diye sevinirken 5 Mayıs günü bu defa ikinci pıhtı atması her şeyi altüst etmişti. Tekrar hastaneye kaldırılmış ve yoğun bakıma alınmıştı.
6 Mayıs Cuma günü öğle saatlerinde ablam arayıp “Doktor ile konuştuk. Yoğun bakıma kimseyi almıyorlar ama seni alacaklar. Durma çıkıp gel, yarın sen yoğun bakıma girip kardeşimizi gör.” diyerek Manisa’ya gelmemi söyledi.
Normalde ise aynı gün akşam geç saatlerde arkadaşım İbrahim ile birlikte geçtiğimiz yıl 3 Mayısta vefat ederek aramızdan ayrılan can dostumuz Yücel Doğanşahin’in ölüm yıldönümü nedeniyle Ankara’ya giderek mezarını ziyaret etmek için yola çıkacaktık.
Ablamın arayarak beni çağırması üzerine maalesef Ankara ziyaretimizi de iptal etmek zorunda kaldım. Ne yazık ki Manisa’ya gidebilmek için ne uçaklarda ne de otobüs firmalarında birkaç süresince herhangi bir yer bulunmuyordu. Vakit kaybetmemek için sonunda ticari taksi ile yola çıkmak zorunda kaldık.
Kız kardeşimi yoğun bakımda ziyaret ettiğimizde henüz bilinci açık bir haldeydi. Beş dakika süresince biz konuştuk o ise sadece yüzümüze bakıp durdu. Elini tuttuğumuzda ise aynı şekilde tepki verdiğini görmek bilincinin açık olduğunu gösteriyordu.
Ne yazık ki biz yanından çıktıktan sonra bilincinin kapandığını öğrendik. Şu an aradan geçen bu süre zarfında halen bilinci kapalı bir vaziyette yoğun bakımda yatmaktadır. Biran önce sağlığına kavuşması ve aramıza dönmesi amacıyla dua etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor.
Sözün özü olarak, Kanuni Sultan Süleyman’ın söylediği gibi “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi.” Evet, her şeyin başında sağlık gelmektedir.