Bir keşif yâda buluşa imza atmak için en önemli ögelerden
biri gözlemdir. Gözlem yapmak olaylara geri çekilip dikkatli bakmak gibidir.
Başkalarının görmediğini görmektir.
Yeni bir buluş ortaya koyan kimse mucittir. Hayatımızı
kolaylaştıran birçok nesneyi icat edenlerdir. Başımıza icat çıkaranlardır. Herkes
mucit olabilir mi? Neden olmasın? Bir şey için yüzlerce defa başarısız olup
tekrar tekrar denemeye sabırları varsa elbette olur.
Şimdi sizlere bir buluş yapmak için uğraşırken, başka bir
şeyi nasıl keşfettiğimi anlatacağım. Jöle ve türevi ürünleri çok kullandığım
zamanlardı. Saçlarım dökülmeye başlayınca saç şekillendiricilerden kurtulmam
gerekiyordu. Yerine ne kullanabilirim diye düşünmeye başladım. Kendi ürettiğim
bitkisel bir ürün olmalıydı. Birçok bitkiyi gözlemledikten sora bamyayı deneye
tabi tuttum. Bir bidona bamyanın odunsu tarafını doldurup içine su döktüm. Bir
miktar zaman bekleyince jelimsi bir sıvı elde ettim. Bir kaba doldurup
kullanmaya başladım. Saçlarımı şekillendirmede başarılıydı. Kısa vadede
başarılıydı. Uzun süre kullanmak için önce koku oluşmaya başladı sonra jelimsi
yapısını koruyamadı. Bu iki sorunu ortadan kaldıracak bir bilgiye sahip
olmadığım için jöle işini rafa kaldırdım.
Bidonda kalan odunsu kısımlar ne oldu onu incelemeye
başladım. Odunsu kısımdan lifli kısmı ayrılacak hale gelmişti. Kendirimsi bir
yapısı vardı. Küçük parçalar olduğu için ip olup olmadığını test edemedim.
Ertesi yıl bamya saplarından lifleri uygun ortam geliştirip ayırdım. Gerçekten
kendir ile bir farkı yoktu. Bunun ip olup olamayacağını test etmek için anneme
kirman ile eğirttim. Dayanıklılığını test edip koparmayı denedim. Baya
dayanıklı bir yapısı var. Annem halı, kilim ve çadır dokumayı bilir. Onlarım
iplerini de kendisi eğirdiği için ipten anlıyor. Bunun ip olabileceğine karar
verdik.
Şimdi bunları ilgili kurumların dikkatine arz ediyorum.