devlet olmak, millet olmak hiç de kolay değil
hiç ağaçların kısa zamanda büyüyüp 
birden bir orman olduğunu gördünüz mü
hiç tarihin bir devrinde 
birden bir milletin ortaya çıktığını okudunuz mu 
ulu çınarlar gibidir millet olmak

kök salmak için, 
yurt tutmak için 
zaman ister 
emek ister, 
can ister 
şehit ister 
kahramanlıklar ister 

alparslandan ertuğrula, 
osman gaziye yıldırım beyazıta 
fatihten abdülhamit hana 
oradan kurtuluş savaşına 
bu topraklarda 
hep bir varoluş 
diriliş mücadelesi ola geldi

beylikler dağıldı, imparatorluklar kuruldu, 
imparatorluklar dağıldı cumhuriyet yeşerdi
karşı tarafta sürekli aktörler değişti 
bu varoluş mücadelelerinden hiçbiri 
15 temmuz gecesindeki kadar can yakıcı olmadı

bu kadar acımasız 
bu kadar garip 
bu kadar insafsız
bu kadar kahpe 
sinsi bir oyun görülmedi 
şimdiye kadar bu topraklarda

toplu vurdukça yüreklerin
önünde hiçbir tankın tüfeğin, helikopterin 
jetin duramayacağına şahit olduk 
kırk yıllık kumpasın 
bir gecede yer ile yeksan olduğuna tanık olduk


kim olduklarını ve kime hizmet ettiklerini gördük
üzüldük en parlak gençlerin kandırılıp 
sonra zayi edilip zibil oluşuna 
ülkenin bir kısım insan kaynağının heder oluşuna 
onca yıl hizmet adı altında 
münafıklar ordusu kurmuş olmalarına 
hala da münafıklığa devam ettiklerine 
hayret ettik 

üzüldük hasara uğrattıkları hizmet
abla, abi gibi değerli kavramlara
kaybedilen güvene, manaya. 
madde kaybı telafi edilir amma 
zordur mana kaybının tamiri, telafisi
aile ve vatan gibi iki değeri aşınmış
beyinleri uyuşmuş, akılları tutulmuş güruhun 
akıllara ziyan açıklamalarına 
çok şaşırdık
hayret ettik

darbe kalkışması esnasında ölen iki tarafın ölüleri de şehitmiş…
yuh olsun size.
hayır…binlerce hayır 
asla ve kata 
bir taraf vatan için ölürken 
öbür taraf kime hizmet etmek için öldü
bir taraf şehit olurken 
öbür taraf murdar oldu
 
15 temmuz 
o gece aynı zamanda diriliş gecesiydi
cemre düştü bu topraklara
bu topraklarda yaşayan gönüllere 
millete can veren
ruh veren, 
ümit veren bir cemre düştü. 
o cemreyle 
bir milletin yeniden dirilişine
şahit olduk

öyle ya, 
hayat da böyle işte 
tezatları içinde barındırıyor çoğu kez 
bir taraftan vatan-millet-devlet ve ülkenin bekası için korku 
ölümü bile öldürebilecek bir korkusuzluk
bir taraftan kendi milletine ihanet eden
insanına kurşun sıkan sinsi hainler,hayal kırıklıkları 
bir tarafta kaldırımlardaki çiçeğe zarar vermemeye özen gösterecek
pijamalarla sokağa fırlamış bir insan seli

bir taraftan okyanus ötesi kumandayla hareket eden bir grup 
öte yandan kalbinin sesi ile hareket eden yürek seli 
bir taraftan başkasının planlarına alet olan aklı tutulmuşlar ordusu 
öbür taraftan vatanı için ölüme koşan 
her yaş ve kesimden milletin coşkusu

gece için birçok şey söylenilebilir 
ama tek bir ifade istenirse 
milletin zaferi sanırım en çok yakışanı
evet, 
15 temmuz milletin zaferidir
o gece 
ne kadar kadim 
bir o kadar necip bir millet olduğumuzu
tekrar hatırladık 
ispat ettik 

o gecede
ezanın, salanın, bayrağın ne denli önemli olduğu öğrenildi
salalar ah
o insanın içini acıtan, yakan salalar
bilindik salaların biri de ölümün habercisiydi 
15 temmuz da 
salalar dirilişin habercisi oldu

o gece üzerindeki ölü toprağını salalarla silkeledi
bu salalarla sıra dışı bir zaman dilimi yaşanıldı
bu salalarla eyleme geçme zamanın geldiği hissedildi
bu salalarla öze dönüş başladı 

bir vatanın varsa, 
o vatan üzerinde özgürce dalgalanan bir bayrağın varsa 
o zaman rahat uyursun

ozaman kendi milletinle beraber yaşıyorsundur
milleti millet yapan bayraktır.
üstündeki al renktir. 
o bayrağın dalgalanması için hiç göz kırpmadan 
ne çok can verilmiş
hala da verilmekte
 
işte o bayrak 
bir kez daha kalabalıkları millet etti
onlara nasıl millet olunduğunu hatırlattı 
15 temmuz gecesinde 

o gece 
abdestle ölümü nasıl göze aldıklarını, 
bayrakla ölürlerse ne için öldüklerini, 
kalırlarsa ne için mücadele ettiklerini 
ilan etmek istediler 

hiçbir ortak paydası olamaz diye düşünülen kişilerin 
ne sağlam, 
ne kutsal, 
ne çok önemli bir ortak paydası varmış meğer 
bu kutlu direnişle 
şaşkına uğrattılar tüm dünyayı

saçları sarı boyalı, 
yırtık kotlu 
pirsingli kızla 
şalvarlı, sakallı amcanın, 
çarşaflı kadınla 
küpeli, atkuyruklu delikanlının 
aleviyle sünninin, 
türk, kürt, arap ,etnik kökenin
aydının köylünün kesişim noktası
ortak paydası vatandı 
bu unsurların tümü de milletti

bunun için gülümsedik 
elinde "Lailahe illallah" yazan bayrakla gezen sarı saçlı kızımıza 
bunun için alkış tuttuk
elinde atatürk resimli bayrağı sallayan şalvarlı, sakallı amcamıza 

çokluk içinde birlikti millet olmak
o çokluğun zaferiydi 15 Temmuz
hamdolsun bir olmayı unutmamışız
genlere işlemek böyle bir şeymiş
ihtiyaç anında ortaya çıkarmış
o gece her kesim 
beyaz bayrak çekmiş, 
barış imzalamış devletine milletine sahip çıkmıştı

15 temmuz bizim bildiğimiz 
biz dışında bizlerin de olduğunu tecrübe ettirdi
sevmediğimizi sandığımız kişileri 
aslında sevdiğimizi bize gösterdi

mesela
bazen göl gibi durgun bazen sel gibi coşkun olan kadınlarımız 
sadece kahramanlar doğurmakla yetinmeyip 
bizzat kahramanın ta kendisi olan kadınlarımız
destanın, dirilişin simgesi kadınlarımız
Allah bilir sizin katkılarınız olmasa 
ne kurtuluş savaşı kazanılırdı 
ne de 15 temmuz dirilişi 

asil kadınlarımız, vatan kokan kadınlarımız
o gece kimi çoluk çocuğunu toplayıp ölümü göze alıp çıktı yola
kamyonuna komşularını topladı
bu vatan onların da vatanıydı
biliyorlardı vatan yoksa din yaşanmaz
çocuklarına kol kanat gerilemez
canlarıyla, kanlarıyla bihakkın 
millet olmayı öğrettiler

ya gençlere ne demeli 
ah nerede o eski gençler, diyen az değildi
15 temmuz genç osmanların, 
fatihlerin hala yaşadığı gösterildi bu millete
adeta 
bakmayın bizim lale devri çocukları gibi göründüğümüze 
biz asil dedelerimizin nezih torunlarıyız dediler
alnı öpülesi Z kuşağı çocukları 
gözünü kırpmadan şahadete yürüdüler

evet, 
millet oldun mu bir kez 
yaşın ,cinsiyetin, mezhebin meşrebin ne önemi var
hep birlikte mücadele edersin, 
siper edersin göğsünü hayasız akınlara

selam olsun 
koca bir yangını söndürmek azmiyle
söndüremezse ,o yolda ölmek niyetiyle 
sırtlarında su damlaları taşıyan karıncalara
15 temmuz gecesi ve sonrası meydanlara akanlara

selam olsun şehitlere, gazilere…
ve o günleri, 
yaşadıklarını anlatıp nakledenlere 
selam olsun fitneye geçit vermeyenlere
hayasız akınlara siper olanlara
ben de bu milletin bir ferdiyim diyenlere

veyl olsun milletine silah doğrultana 
olup bitenleri hala anlamamakta direnenlere 
ama, fakat, sanki diyerek 
şer odaklarına umut olmaya devam edenlere. 
yazıklar olsun

redfer
( 15 Temmuz Yeniden Diriliş Gecesi başlıklı yazı redfer tarafından 15.07.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.