Kapıldık hasret denilen sele,
Savrulduk her birimiz, bir yere.
Sen, İstanbul Boğazı’nda,
Altın saçlarını verirken yele,
Sanma boş durdum.
Kırsal kentlerde, 
Nafaka peşinde koşturdum.
Bilmem hangi ara tükettim ömrümü?

Gökle deniz gibi kavuşamadık,
Oysa yüksek bir tepeden, 
Gün batarken;
Denizi seyretmek vardı, 
El ele.
Kayboldun ansız, yersiz, 
Kaldım limansız, yârsız...

Dalgalar ve deniz feneri,
Neler fısıldardı kim bilir?
Gelseydiler dile.
Rıhtımda bekliyorum şimdi, 
Kırgın, dermansız, fersiz;
Gün-gecem keyifsiz, çile.

Çocukluğumu istiyorum,
Toprak damlı evimi, 
Telden arabamı, tahta atımı, topacımı,
Ve belikli kız seni...

Dut ağacında sallanırdık neşe ile,
Ne çabuk çevirdin küle,
Hayallerimi, büyütemedim bile.
Kayboldun gözlerden,
Ardından diyemedim,
Komşu kızı, git güle güle!

Çok geç artık, çok geç,
Ey sarı lalem! 
Ah çekmek nafile.
Seninle yüksek bir tepeden,
Gün batarken,
Denizi seyretmek vardı,
El ele...

12.08.2022
Muhittin Alaca

( Denizi Seyretmek Vardı başlıklı yazı Alaca tarafından 12.08.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu