Ilık bir akşamın koyu karanlığıydı saçların
Kara kahkahalar gibi dağılırdı sırtına
Dalgalarına saklanırdı aydan kaçan ışıklar
Yakamozlar düşe yatardı omuzlarında
Gözlerin dalardı uzaklara, ne güzel gülümserdin
Bir zülfikarda kanardı yalnız kalan ellerin
Cennete yağardı tuana gibi kutsanmış tenin
Bakışların buğday rengi küserdi,susardı dillerin
Kocaman evrende küçücük bir noktaydın
Sevdiğinin kalp mihrabına su gibi akardın
Rüzgarın kızı mıydın da anlatamadın bana
Yoksa ben mi,ben mi bilemedim Destina
Dalgaların sesine sinerdi sessizliğin
Bir şarkıyı yürek acısı gibi dinlerdin
Uzaktaki o adamı özlerken deliler gibi
Kucaklardı uçurumun dipsiz gözleri seni
Çığlığın duyulmazdı,duyamazdı hiç kimse
Akşamın son kızıllığı düşerdi entarine
Güller kan olurdu grubun son demli peşrevinde
Herkesin ayıplayıp,hafif bulduğu meşrebinde
Senin aşktan gayrı suçun hiç olmadı,olamadı Destina
Melek kalbinde büyüdü günahların kadını
Çocuksu düşlerini aç zebaniler çaldı
Sana lanet yağdıran lanetin tam adıydı
Yüreğini alıp gittin buralardan,gittin işte Destina...
Yasemin Göksel
İstanbul
(
Destina başlıklı yazı
YaseminGÖKSEL tarafından
13.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.