Ağlayarak dünyaya gelir
Ağlayarak dünyaya gelir bütün bebekler…
Kim bilir; biliyordu onu nice dert bekler
Belki de biri ona dünyayı anlatmıştı
Bu dehşet sayesinde etrafı çınlatmıştı
Dünyanın anlamını duyduğunda bayılmış
Sırtına tokat inip istemeden ayılmış
Yasaklanmış meyveden alıp yenildiğinde
Topluca yeryüzüne inin denildiğinde
Dünya anlam kazanmış en alçak bir yer demek
Üstünde gezenleri istisnasız ‘Yer’ demek
İlk hecesi ‘MA’ diye, anneye içir diyor
‘Mama’ anne hem gıda, bu hecelerle yiyor
Dünyanın her yerinde her anne bunu anlar
Sanki bunda ittifak etmiş bütün insanlar
İlk iki yıl annenin kucağında geçiyor
Anne onu şefkatle koruyup hem acıyor
Önce emekleyerek sonra da dikelerek
İlk adımı atarak kalkarak yıkılarak
Gezmeyi yürümeyi yavaş, yavaş lisanı
Öğrenmeye başlıyor neler bekler insanı
Babası güvendiği, örnek aldığı kişi
Onun gibi olmaktı onun hayali düşü
Ara sıra babası mescide alıp gider
Bu çocuk çok afacan orayı alt üst eder
Zamanla anlıyor ki orası bir mabettir
Büyüğün hakkı saygı küçüğün muhabbettir
Artık her gün koşuyor babasının ardına
Baba namaz kılarken çıkıverir sırtına
Bunlar okul öncesi aldığı bazı dersler
Baba anne sabırlı ne azarlar ne tersler
Soru üstüne soru baba hep cevap verir
Böylece okul çağı yaşı altıya varır
Okula kayıt olup eğitime başlıyor
Öğretmenin verdiği konuları işliyor
Hayat bir mücadele herkes geçer bu yoldan
Baba futbol severse çocuk anlar futboldan
Küçükleri eğitmek dünya değil sadece
Şu en adi dünyaya tapmayalım adice
Bir de bundan ötesi olduğu kesin iken
Ötede hasat eder burada her ne diken
İşte bu ilimleri büyümeden vermeli
Büyüdüğü zaman da esrarına ermeli
Mikdadi