Biz hüzünle gelmişiz şu yalancı dünyaya,
Ve hüzünle büyüdük, hüzün düştü sevdaya.

Hüzün ki duyguya tül, yakışıyor beşere,
Bir anlam getiriyor hüzün düştüğü yere.

Hüzün yanık sineden arşa varan bir değer,
Ruh göklere yükselir hüzün var ise eğer.

Hüzünde huzur bulur kalpte gönül ışığı,
Mabuduna götürür Hakk yoldaki aşığı.

Sabahın seherinde hüzünle öter bülbül,
Gonca mağrur dururken boynunu büker al gül.

Hüzün gönül bağıdır, aşığın maşuğuna,
Hüzünle yaklaşır kul, ol cemali pakına.

Hüzün ağır başlıdır, hüzün zümrüt taşlıdır,
Hüzünlü bir insanın gözü her dem yaşlıdır.

Peygamber buyruğudur, az gülüp çok ağlamak,
Pas tutmuş bir yüreği hüzün ile yıkamak.

Hüzün gönül mayası, hüzün derdin devası,
Hüzünle yaklaşanın gerçek olur rüyası.

Kul ki hüzünle açar ellerini semaya,
Götürür onu hüzün sonsuz olan Mevla’ya.

Başıboş zamanların pervanesidir hüzün,
Sevgi dolu yüreğin sermayesidir hüzün.

Neşeyi az tanıdık, hüzünde kıldık karar,
Hüzün yoksa sinede kahkaha neye yarar?

Rabia BARIŞ



( Hüzün başlıklı yazı Rabia Barış tarafından 13.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu