Seni düşünüyorum anne... Saat gecenin üç buçuğu. "O benim kızım" dediğin Sevgili gelinin, ve "Canım" dediğin sevgili torunun şu an içeride mışıl mışıl uyuyorlar. Bugün biraz canım sıkkın biliyor musun anne? Bizim İsmet vardı ya, hani işyerinde beraber çalıştığımız... İşte dün onun annesi vefat etti. İsmet 'i görsen perişandı. Annesi kefen içinde mezara konulurken "Annem, canım annem ben sana hiç doyamadım" diye feryat edip, ağlıyordu. Hep olduğu gibi. Hep kaybedilen annelerin ardından ona doyamayan evlatların ızdırabı gibi, faydasız dövünmeleri gibi. İşte şimdi, bu saatte hem İsmet'in halini, hem de seni düşünüyorum anne. Galiba ancak sizleri kaybettiğimizde size doyamadığımızı daha iyi anlıyoruz. Ve yaşımız ilerledikçe, birer anne, birer baba olunca sizlerin değerini ve sizsizliği daha çok hissediyoruz. Hissediyoruz ama belki utandığımızdan, belki çekindiğimizden artık sizlere bir çocuk gibi coşkuyla sarılıp, defalarca öpüp koklayamıyoruz. İstesekte dizlerinize başımızı koyup, saçımızı okşatamıyoruz.

Biliyorum anne, artık sen de çok yaşlısın. Kabul etmesem de her an vadalaşmaya hazır gibiyiz... Son zamanlarda her vedalaşmamız sanki son veda havasında. Farkındayız ikimizde bunun. Çünkü birbirimize bakarken artık gözlerimizin içine daha derinlerden bakıyoruz. Ve bana sarılmaların artık daha uzun ve daka sıkı. Sürekli, "Kardeşlerini sev, onlara sahip çık" demenden anlıyorum içinden geçenleri.. Oysa, ah anne bir bilsen her an, her saniye gözümde nasıl tüttüğünü. Yanındayken bile sana nasıl hasret kaldığımı. Hani anne ben seni sürekli olur olmaz zamanlarda arayıp, hani seni uzun süre konuşturacak bir şeyler soruyorum ya.. Vallahi, billahi bunların hepsi yalan! Hepsi önemsiz şeyler biliyor musun? Amacım senin, o içime ferahalık veren sesini bir kez daha duyabilmek. Sen ahizede heyecanla konuşurken ben gözyaşları içinde şükrediyorum o an sesini yeniden duyabildiğime.. Hani sana geldiğimde, " Oğlum dizlerim artık tutmuyor, beni merdivenlerden aşağı indir de hava alayım" diyorsunda Ben de "Tamam annecim ama acele etmeyelim, yavaş yavaş inelim diyorum ya.." Neden böyle söylüyorum biliyor musun? O şefkatli ellerini, O cennet kokan ellerini, ellerimde biraz daha fazla tutabilmek için. Bu sıcak, bu mübarek elleri kaybettiğimde bir daha hiç bulamayacağım için. Hani bazen de "Anne dur bakayım saçında bir şey mi var?" deyipte saçlarına dokunuyorum ya.. Vallahi, billahi bu da yalan anne..Sırf o nur yağmuruna tutulmuş, her teline kurban olduğum saçlarını bir kez daha okşayabilmek için. Ve bazen de anne, gözümü bir şey kaçmış gibi yapıp gözümü ovuşturuyor ve sana "Bir bakar mısın diyorum ya?" Yalan.. Yalan anne, bu da yalan. Sırf sen gözüme bakarken nefesin kalbimi kuşatsın, sıcaklığın ruhumu aydınlasın diye. Hani bir de geçen gün kredi çekmiştim,bir miktar, sormuştun "Neden çektin oğlum sıkışık mısın? diye. Hani ben de demiştim evi tadilat ettireceğim diye.. İşte o da yalandı anne. Anne senin şu kalp ilaçlarn varya, hani anjiodan sonra kullnadıkların, hani "Devletten Allah razı olsun dediğin, hani ne kadar pahalı ilaçlarmış, ben bu paraya kuzu alırım" dediğin. İşte o ilaçları SSK karşılamıyor anne. Ben cebimden alıyorum. İşte çektiğim krediyle eczaneye biriken borcumu kapattım. Sırf senin kalbin bir kez daha fazla çarpsın diye.

. Ah Anne ben sana sağlığında bile doyamıyorum biliyor musun........
( Seni Düşünüyorum Anne başlıklı yazı MustafaSakarya tarafından 14.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu