Ey benim gülen gülüm!
Payitahtta uçar sabah vakitleri ezan
sesleri,
Mırıldanır sema, yer yerinden oynasa
da
Bir akçe-i hüzün düşer kalbimin nem
ocağına,
İsyanlar tam bayrağını çektiği sırada
Saadet mülkünden bir haber gelir ezan
okunduğu anda…
Hüküm verilmiştir, bu can bedbaht
olsa da
Diyarı milketi Rum’da sana tabiidir
onun huzurunda…
Sinemi gam sarmıştır dört bir yandan,
Bertaraf etmeye çalıştıkça ezanı
cihanla
Kuşkular bırakmaz yakamı sen odamda
olmadığın anda.
Anla beni gönlümün Rumi iklimi!
Mevla’nın karşısına çıktığım andan
beri,
Hatalarımı telafi etmedim diye
pişmanım o geceden beri…
Yıllar geçtikçe gam ve keder
kuyusunda boğuldum,
Bağdat’a vardım affedilirim diye
sonuçsuz kaldım
Halep’ten öteye varamadım,
varamayacağımı da anladım.
Beni bir tek sen anlarsın ey
payitahtım!
Ben Âşık Maşukiyim Diyarbekir’de,
Bektaşi Veli’nin bir neferiyim ölümü
her düşündüğümde
Secdeye varmak üzereyim bu son
günlerimde.
LARDES SYMPRA