Umudumu biraz sola kaydırdım. Bekleyiş caddesinin kıskanç kaldırımlarından tek başıma düşüp yine tek başıma ayağa kalktım. Değerimin kolyesini taktım, parıldıyor sanıyorlardı. Halbuki doğuştan parıltılı olan bendim.
İçime kapanmadım. İçimi döktüğüm kovalardan bocalanan değersizlik içime sinememeler sinemasında seyirlik oldu.
Sen! Aralık... Hangi güneşin hakiki evladı beni Hak eder? Bu kalp, kamuflaj çarşılarında imar edilen bir kimsesizlik değil ki değeri bilinmesin.
Kendimle tanıştım. Bakışları aşka markaj ve tebessüme imkan tanımayan yabani ottu. Bu kez gururla memnun oldum. Canım, ahali memleketlerin ahvali sultanlarında hizmetçi olmayacak bundan gayrı.
Vedalaşma kalemim; mutlulukla, sakın... Seni doğuran kısrak benim kalbimin mütemadiyen hoş buldum gerçeğiydi. Artık korkmamalısın. Biri şu an yok ama ben seninleyim, benimleyim, bizimleyim.
İster hak etsinler ister itsinler. Sen bana kök ve sen bana dallarında filizlenen yaşamak gerçeğiyken vazgeçmem ben bizden. Bizi Tanrı doğurdu, hiçbir kimsenin hiçbir zalimliği hiç değil.
Ateşimi özde kendim olmakla biraz daha harladım.
Yıkılmam kolay kolay, kalkarım hep kalktım.
Ben yokken var olan her saçmalık benim gerçeğim değildir.
Ben, bana sinevizyon ve arzusunda merhaba ilikleyen ceket iken sevdalara; yine hak edilmedim.
Kalbim, cennet masalarda rakı oldu.
Elhamdülillah diyebilene rastlamadı.
Sen! Aralık, ağlama.
Hangi çapkın ayrılık sana bulaşırsa adını bana ver.
Hak edilmemekten yana tecrübeliyim.
Bir kalp boş bir tabağa kondu ve acımasızca yenildi say; doyan sofradan beni iterek kalktı.
O kalp benim kalbim diyemedim.
Olsun, parçalara ayrılarak birleşmek her kadının güç merasimidir.
Mezunum. Yalnızlığa cüppe giydirmemişler ağlar ama...
Güvenememek mühendisiyim.
Törenime bir Aralık uğradılar ve gittiler.
Gitmekle meşgul, gitmek mensubu sevemeyenler...
Hatırıma gül diktim. Kurusa da ayıp olmaz.
Kalbime en büyük ayıp, en büyük mutlulukları hak ederken eziyet terörüne kurban gitmesiyle yapıldı.
Bu masalar...
Aşksız...
Konuşlanmamış...
Yitik zaferlerin merhem dökesi gelen masalar...
Konuşulmaz bu masalarda aşk.
Öyle dedi, aşkbaz...
Kurudum, ıslanmam daha.
Dilara AKSOY
(
Güçlü Deneme başlıklı yazı
dilara aksoy tarafından
1.12.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.