"Garip" demeye  dilim varmıyor bu huysuza ama dedem koymuştu ismini ne yapayım?Oysa küçükken  ne kadar da uysal ve sevimliydi.Karnı aç olduğunda  tüylü başını  bacaklarımıza sürter,küçücük diliyle  üstümüzü başımızı yalardı;karnı doyduktan sonra ise derin bir uykuya dalar,top atsan duymazdı.Mahallenin çocukları onu sevebilmek ve  onunla oynayabilmek için sıraya girerlerdi  okuldan geldikten  sonra.Hatta:
"Abi, bunu bize satar mısın,ne kadar istiyorsan babam  sana çok para verir."diyerek yalvaranlar olurdu.

Büyüdü bizimkisi ama huyları da değişti büyürken,hırçınlaştı ve evi terketmeye başladı,nedeni anlamak uzun sürmedi tabi,ne zaman onun kokusunu alıp sesini duysa bize karşı saldırganlaşıyordu, belli ki kıskanıyordu  aşkını.Aşk,doğal bir ihtiyaçtır kim mani olabilir ki? Biz de özgür  bıraktık ancak  birilerini rahatsız etmiş olacak ki  tehditler gelmeye başladı:

"Garip'e sahip çıkın yoksa..."

Uslu ve saf olan Garip artık hovarda olmuştu,ne yapsan ne söylesen boş, ele avuca sığmıyordu ve kör bir kurşuna kurban gitmesinden kuşkulanıyorduk.

Sokağa bırakılıp açlıktan ve soğuktan  ölmek üzereyken çeketiyle onu ısıtıp ölmekten kurtaran dedemi bile tanımıyordu  artık.
 O halde;

*İte en iyi itler arkadaşlık  eder.
*İtin önüne kemiği kim atarsa sahibi odur.
*Sokaklar ve çöplükler,itlerin mesken yeridir.
*Aşk,tüm canlıların karşı koyamadığı tek duygudur.
( Garip başlıklı yazı berberce tarafından 4.12.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.