Aylar sonra nihayet buluşmuşlardı. Aynı koğuşta kaldıkları asker arkadaşıyla küçük bir çay bahçesine oturup hasret giderdiler. Sohbet koyulaştıkça yüzlerinde eski günlerin hatırası, gülüşlerinde ise o gençliğin coşkusu vardı. Arkadaşı:

— Sana bir de şıllık yedireyim! deyiverdi.

Asker arkadaşı  bir an ne duyduğuna inanamadı. Kaşları çatıldı, gözleri fal taşı gibi açılmıştı
 — Hoppala! Ben evli barklı adamım,namazım niyazım yerinde… Bana öyle şey nasıl teklif edersin? dedi, sesi hafif titreyerek.

Arkadaşı kahkaha atıp tıpkı askerlik günlerinde olduğu gibi ensesine şak diye bir tokat indirdi:
 — Ulan sen hâlâ aynı safsın! dedi. Senin bildiğin gibi değil bu,  şıllık buranın meşhur tatlısıdır hem de bir porsiyon yedin mi parmaklarını yersin!

Utancından yüzü kızarmış hâlde başını kaşıdı  genç adam:
— Hee… öyle desene be kardeşim! diye mırıldandı,gülüştüler.

( Şıllık başlıklı yazı berberce tarafından 11/27/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu