Bir liram eksikti ama simitçi kıyak abiydi. En sıcağından poğaça verdi. Omzuma dokundu babacan tavırla. "Benden olsun". Kıçımı nereye koysam da kemirsem şunu diye bakındım. Az ileride elinde balonlarla dikilen palyaçoyu gördüm. Yakınında ki banka usulca oturdum. Birisiyle konuşuyordu. Sonra birkaç kuş geldi yanıma. Poğaça bitene kadar kulak misafiri olduk hep beraber.
ADAM: Zor olmuyor mu? Çocukları eğlendirmek. Çok da
umurlarındaymışsın gibi.
PALYAÇO: Ne düşündüklerinin bir önemi yok. Ben onları umursuyorum.
ADAM: Neden? Hiçbir şey yolunda gitmiyorken, onların yüzü
gülsün diye bu kadar çaba sarf etmek. Neden?
PALYAÇO: Bir nedeni yok. Bu benle ilgili. Geliş amacım bu.
ADAM: Herkesin bir amacı var değil mi?
PALYAÇO: Kimileri onları mutsuz etmek için varlar.
ADAM: Senin gerçek olmadığını biliyorlar. Yüzündeki boya.
Elbiseni çıkardığında onlardan birisin ve onlar bunun farkında.
PALYAÇO: Ne yapabilirim ki? Onlara öğretilen bu. Yaşı geçkin
insanlar, akıllarını kendilerine saklasalar aslında, daha mutlu çocuklar
görebilirdik sokaklarda.
ADAM: O zaman düzelir miydi her şey?
PALYAÇO: Düzen sağlandı. Herkes mutsuz olmaya mahkûm.
ADAM: Hedeflenen davranışlar. Kişiye, herkesin mutsuz olmak için
geçerli bir mazeret bulabileceğinin
öğretilmesi. Tamam da niye? Ha. Niye? Bir sebebi var mı gerçekten?
PALYAÇO: Bazen mutsuzluklar uzunluk birimleriyle açıklanabilirler.
ADAM: Mesela? Örnek.
PALYAÇO: Mesela birisinin mutsuzluğu üç bin dokuz kilometre
olabilir.
ADAM: Başka kaç oluyor? Ölçülebiliyor mu? Kaç?
PALYAÇO: İstemeden üflediği doğum günü pastasındaki çirkin krem
şanti de olabilir.
ADAM: Yani demek istediğin tam olarak ne?
PALYAÇO: Ya da aynı şehirdesindir fakat yüzüne hasretsindir. Bu da
olabilir. Yargılayamazsın. O kişi bir şekilde mutsuz olabilir. Kendi böyle
görüyorsa da aslında olanlar öyle değilse de onun yaşadığı bu.
ADAM: Başkalarının tarifine göre yaşamayacak ya. Herkesin bunun
için geçerli bir mazereti var değil mi?
PALYAÇO: Tabi. Aynen.
ADAM: Niye olmasın ki zaten?
PALYAÇO: Bence bir sorun yok.
ADAM: Niye olmasın?
PALYAÇO: Kesinlikle. Hem fikiriz.
ADAM: Ve bundan çok bahsetmeye başlayınca artık, insanlar sana,
senin bundan keyif aldığını söylemeye başlayabilirler.
PALYAÇO: Sana başladılar mı? Ha. Cevap ver.