Duygusal esarete aklini yitirip, varsayimsal ve icgüdü hükmünün
kim baskin gelirse oraya savrulmalarina, iftirayla takdir arasinda bogulup
bocalayan cok bilgi beceri cesitlilignden dogru yanlis celiski ve iliskisine
dair, emek gayret cesaret akil fikir özgüvenirligi gerektiren saglikli ve
özgürce düsüünebilmekle tüm muhtemel ihtimalllleri gözlemleyici sorgulayici
arastirici yorucu inceleyici ve
dogrulugu ispatlanmis en faydalisini eleyip tartip ölcüp süzüp net ve belirgin
olani cikarimlamaktan uzaksa eger, huzurdan dirlikten carkit ve mahrumlugun mertebesi mezuniyeti dönüsümlü mesailerde
ölüsüyle muhabbetlesen hayatin külüstürü ve küsüratidir insanlik.
Gocümer Emmi, sari sicak yazlarinda oglu kizi gelini damadi yakini
akrabasi, gidebilen herkesi bozkir topraklarinin verdigi ekinlere orak tirmik
dirgen tirpan anadut ve galiclarla her cikim basini hep birden beraber türküler cagirarak bicip desteleyip alic
agaclari gölgeliginde bulgurdan bulamactan suyunu da soguk tutan testilerden
yanik yüzlü insan sevinciyle yigin yigin harmanlara cekip kaydiktan sonra, tig
savurmaya yakin yaz yeri gündüzünden
harlanmis aksam duvar dibinde verdikleri mola sirasinda etli pilavdan kaptigi
lokmayi cogu dökülmüs disleri arasinda bir o yana, bir bu yana, bir dile bir
damaga bir dudaga calip kurcaladigi sirada, at arabalarinin terkinde uzak yakin
demeden gidip gelen henüz cahil yasindaki köpegin büyük bir istahla ve merakla avurtta
ileri geri oynayan Gocümer Emmi`nin ellerine bakip, kemikten kendine ne zaman
sira gelecegini hic yorulup caymaksizin hisse ummakta oldugunu görünce..
_ „ Al bire Fifi ..! Ben ne buldum ki bu yagsiz iliksiz kuru kemikten sana ne kalsin...? “ Diyerek
karsisinda dikilip dört gözle agzini diline calinip beklesen meraka, elindekini
kaldirip köteleyip dah etmis.
Nanometrik serencede hem hafizaya, hem de hatiraya düsen kalandan.
Seyfi Karaca…..Ocak / 22