Yasadigi ömrüne deger denye ve zamana gelmis mi gelmemis mi
dünyanin diye sormadik biz hic. Duyan bilen gören düsünen insanlik vasfinda ve
sifatinda ne varsa, tüm varligimizin mirasina bir beraber sayarak, kurdu kusu
kelebegi kuzuyu küheylani kitabindan okudugumuz hayatin önüne ugruna
vazgecilmez zenginligin ortak yasam mtlulugu ve sevincinden bilip inandigimiz;
kundagi sevgi saygi sefkat fedakearlik özveri bilgi beceri sorumluluk cesaret
mertlik cömertlik yigitlik paylasim hosgörü akil vicdan hakkaniyet ve aidiyet
bagiyla sarili atadan dededen beri gayreti güdülen köklü gecmisimizi tarihin
ölmez silinmez harfleriyle hic bir baska ulusa nasip olmayan iklim cografya
devir toplum kavim görmüs bilmis tanimis ve hayati tanimlayan her baslikta
iliski kurmus iletisim saglamis deneyim birikim ve tecrübeyle ; ve sonsuzlugun
okuyabileceginden bile fazlasina aslimiz neslimizin kim oldugunu kaziyip
kaydederek yormus yazmisiz. Biz derken kim olacak? Elbette bizim yerimize
tarihin kendisinin varligindan onurlandigi Türkler …
Burayi bilerek veya bilmeyerek anlamazliktan gelenin veya
anlayacak kadar kalp ve kafa acikligiyla ilgi merak akil fikir özgürlügü
olayanin kendi kuruntu ve kuraklik kalibinda hapsolup kalmasinin bizce hic bir
önemi veya mahsuru da yoktur.
Bu yüzden isimiz gücümüz durmaksizin kendimizi anlatip ispat
etme merami mevzusu derdi davasi degildir. Kimseye böyle bir diyetimiz,
güdümlülügümüz, acziyetimiz, gereksinmemiz, zaafiyetimiz, borcumuz, zorunlulugumuz veya mecburiyetimiz de hic yoktur.
Cünkü akil fikir ilim bilim mantik sanat cesaret özgürlük
yol yordam sahibi sorgulayiciligin ilgisinde merakinda böyle ne bir dert vardir,
ne dava. Sanati bilimi sorgulamasi olmayanin da ne dünden kalma mirasi vardir,
ne de saglikli dengeli güvenilir inanilir huzurlu istikrarli ve hakkkaniyetli yarini
yahut gelecegi.
Sebebi gerekcesi sonuclarini doguran bütün yasam gercekligi
gibi, hem yapilani sorgulayan hem de yaptigiyla yüzlesebilen yorulan emegi
güdülen kaygisiyla akil mantik vicdan sorumluluk ilgi samimiyet duygu ve düsünce dengesinde
olmadikca hayatin hic bir zaman hic kimseye ve hic bir topluma yalan yanlislar
zincirine baglayarak aldatip oyaladigi dalavereciligi özel imtiyazli toleransi
yoktur. Ettigi ihmal ihanet veya tam tersi yordugu akil vicdan muhasebesi
karsiliginda hersey sürüklendigi yagma yikimin derdi sorunu bitmeyen gerilim
bunalimlarla bogusma bedelini ödesir yahut cogalan nesillerinin bütün
gereksinimlerini karsilayabilen huzurda istikrarda mutlulugu herkes adina
artirip cagina uygun bilgi becerilere gelisir kalkinir insanlik degerlriyle
onore olur.
Cünkü durmaksizin inanc ve kimlikler üzerinden dem vurup,
her soyguna vurguna yagmaya talana yikima kullanisli malzemelik etsin niyetiyle
ihanetin ve istismarin kisir döngüsünde toplumsal hafizayi karistirip
kurcalayanlar, bulandirdiklari istikrarsiz dengesiz belirsizlikler ve
afyonlayip uyusturduklari güdümlü bagimli zavalliliklar kadar bozulmus ve
bozguna ugramis ilgili aidiyetliligi tüm degerlerinden sogutup uzaklastirarak, bütün
kazanim ve birikimleri yagma yikimlarin DEVRE MÜLKÜ kundakciligina uyumlu
ayarli sahtekarliklar yapmanin salaklasmasini avutup oyalarlar ve kisiligi
karakteri olmayan yalanlar söylerler.
Konuyu daha fazla uzatip dagitmadan, dogu bati güney kuzey dört
bir yaniyla sevgili yurdumuz, güzel Türkiyemiz`in BOP haczine devremülk
edilmeye calisilan haydut haramilihi ve yagma yikimlaridir esas ve mühim olan
dert ve dava. Her bir dünya zenginliginin kültür, kaynak, deneyim, tarih,
cografya ve insan zenginiyken; mutluluk paydasi her gün bir eski gününü fellik fellik aratan gelir
dagilimina bagli hak hukuk adalet saygi sevgi huzur güven özgüven gibi yasamsal
kiymetler yoklugunda sefil kaygili endiseli kuskulu karamsar sinmis siddetli
gerginlikler ve gecimsizliklerin birbirinden ayrismis kopmus kutuplasmasini
kimlikler ve inanclar üzerinden keyfine buyruk sorgusuz sualsizce istismar
edenlerin ugrattigi zarar ziyandir esas sorun ve köklü mesele..
Bütün sapmalar kayitsizlik duyarsizlik bencillik bagnazlik
yobazlik gericilik despotluk dalaverecilik samimiyetsizlik doyumsuzluk
kanaatsizlik fitnelik fesatlik yolsuzluk liyakatsizlik dirayetsizlik ve basina
buyrukluk hükümranliginin hakim oldugu ihmal cöküs ve ihanetler sonucu mutlak
yikimi beraberinde sürükler getirir. Sapmalar nedir ki; güven saglayici
mutluluk artirici gerek sözlü gerek yazili
haktan, hukuktan, akildan, egitimden, yoldan, yöntemden, ilimden,
bilgiden, iletisimden, beceriden, sanattan, edebiyattan, özgürlükten,
duyarliliktan, üretimden, paylasimdan ilgisini itibarini keserek her türlü
kisilik karakter saplanti ve dürtü bozukluklarini doyurup kandirmaya
bagimliligin kulu kölesi olmasiyla olup biten insanlik ölümü kiyametidir.
Bu bakimdan varimizi
yogumuzu ortaya koyarak canla basla ve ölüm zulumlarla hesaplasip ödeserek kazandigimiz
Türkiye Cumhuriyeti devleti ve ülkesi, bedeli insanligin kisa özeti kadar akla
fikre vicdana hukuka hakka hukuka bilgiye emege paylasima özveriye sorumluluga
yükümlülüge cesarete mertlige yigitlige dayanip danisan kutsal, onurlu,
duyarli, deneyimli birikimlerin yeryüzünde hic bir baska ulusa nasip olmadigi
kadar biz Türk`lere ödül armagan ve miras olmasinin deger kiymetini hic
birseyle kiyasi takasi olmayan yücelikten bilerek; bizimle ayni kader keder ve
sevince ortak bütün farkliliklari sosyal siyasal kültürel ve siyasi zenginligimizin
mutluluguna paydas vazgecilmezleri olarak bakar inaniriz.
Ve bu kutsal degerler toplami yüce zenginlik, hic kimsenin
soygun vurgun talan güc gösteris keyfiyet sür saltanatina devremülklük edecek
veya onun bunun sinsilik hainlik soygun yolsuzluk isgal ve yagma ganimetine
özellestirilecek haciz yahut istismar girdi ciktisi degildir. Bu yüzden bu
hassasiyette ortaya hortlayan maskeli maskesiz bütün bozgunculari, korsanliklari,
haydutluklari, eskiyaliklari, sapmalari,
hinlikleri, sapkinliklari ve bozulmusluklari sorgulayip hesaba cekmek her Türk
insaninin sorumlulugu oldugu gibi kendini bütün bu degerlerle özdestirmis
karakteri ve kisiligi olmasi gerekir.
Dolayisiyla kimligimiz kültürümüz dilimiz tarihimiz ülkemiz
toplumumuz „ Yurtta Sulh Cihanda Sulh „ ile varligini onurlandiran dünya ve
insanlik iliskilerimizde her dogan cocugunu sinirsiz zenginlik ve bereketiyle
sahip oldugu yeryüzü gözdesi sevgili TÜRKIYE ana yurdunun huzur güvenlik saglik
ilim bilim saygi sevgi hak hukuk cercevesinde kisi sahsina özel degil herkesin ESIT
YURTTASLIK hissesinden nasil doyurur besler büyütür sorusunu cevaplamak
meselesidir asil dert sorun ve dava. Burada kimin hangi etnik kimlige, ne giyip
kusandigina, hangi inanc ayriliklarinin izleyicisi takipcisi olduguna dair
zerre kadar kayda deger öncelik ve önemliligi yoktur.
Yani..
Her ince eleyip ter temiz süzen ve mutlaka konusunda veya
alaninda uzmanlik gerektiren akil fikir liyakatten gecer not almak sevincine ve
mutluluguna deger emek zahmetlerin yorgunluk bedelini gerektirir. Atatürk ve
Türkiye Cumhuriyeti bize böylesi dogru dürüstlügün hem bilge rehberi hem de
askin sevginin essiz emsalsiz zenginlikler ve güzellikler yurdudur. Ve bu onur
bize ciklet sakizindan sevindirik ikrami olsun diye ekten yedekten hediye
edilip sunulmadi.
Bu gerceklikten ayrilan her sapma, istismarini kiskirtan her
hainligin kodladigi kutuplasmalarin kinini nefretini siddetini karanligini
korkusunu tasiyip sürüklenmenin disinda hic bir varlik hüküm bildirimi olmayan yukardaki kacinilmaz ayrismayi, bölünmeyi,
parcalanmayi, siddeti, mutsuzlugu, catismayi, istikrarsizligi, yoksullugu, acizligi ve yikimi doguran bütün
katlayip carpanlar-duyarsizlik kayitsizlik yilginlik belirsizlik yitiklik yozlasma ve kopukluk gibi- enkazinin
altinda kalan toplumsal kokusmusluk cürümüslük yozlasma yikintilarin yapisal
bozukluklarini sürer savurur.
Caresi neresi ve nasildir meselesiyse, yukarda ciklet
sakizindan cikmayan ve bedelini kendi varligiyla ödeserek hic bir pahada ve
takasta ölcüsü ayari bulunmayan köklü deneyimlerle kazanilmis akil fikir duygu
vicdan onur itibar dürüstlük sorumluluk
fedakarlik cömertlik yigitlik
degerliligini hic bir ihmale ve ihanete koymaksizin hic bir sartta
esirgemeyen emeklerle TÜRK kimliginin bize miras biraktigi yüce ve kutsal
degerleridir . Dogudan batiya kuzeyden güneye bütün herkese maddi manevi bütün
hayati ihtiyac gerek ve güvencelerine doymus kanmis kendine yetebilen derdi
davayi gütmektir asil dert ve hakkiyla ödesebilmeye esas mesele. Akil ilim
bilim yol yöntem gibilerle atadan ezelden bugüne yükte tasada onurlu rehberiyse,
Türkiye Cumhuriyeti ilkelerini yurdumuzun ve kimligimizin varlik deger ve
kiyeti sayip bildigimiz sevgili Atatürk`tür.
Bunu böyle bilip anlamayan zaten kayip ve yitikti dünden
günden gecmisten. Yarindansa bilmezden
anlamazdan gelmekle saplantilarinin kulu kölesi olarak tümü tümüne kendi felaketinin her tasarima
uygun dangalakliktan gedikli güdüklü her
soytariliga müsait ve her kullanisa mümkün olabileceklerin en elverislisi, kukla kuyrukculugunun usaklik-dalkavukluk müsveddesiydi.
Seyfi Karaca……..Ocak / 23