Yara tarifesinden indirimli geceler, diz çöküyor yalnızlığımın burukluğuna; bakma hayat, güldüğüme; sakın. Kalbimin kusurlu ikramında bir kuru gözyaşına talip oldu unutamamak.
Unutuldum da unutan olamadım. Kalbimde hazan mevsimi, yapraklarımı döküyorum aşka; ellerim titriyor, sıcak sevmelere. Yaralıyım.
Bir adam vardı, ilkbaharın tomurcuklarında kalbime aldığımdı. Sersefil kalbimin cennet ikramıydı.
Bir adam vardı, aslında yoktu. Onu, kendimden kaçarcasına çok sevdim.
Şimdi gözyaşlarımın acı yolculuğunda yine tek başımayım.
Aklımdan firar eden mutluluklar, onda yeşeren sevdalara kaçtı.
O kadar çok sevdim ki; sanırsın, sevmek bile kendisine bu kadar vurulmadı.
Bu yaralı kalple kime giderim ben şimdi?
Kim sarar yaralarımı, ondan başka?
Vazgeçtim aşk; diyetin yaralı listesinden bir zehir, bir zıkkım bir unutuş yedim.
Obez kaldım mutluluğuma…
Onunla mutlu olmalara doyamadım.
Şimdi aklımda, onsuz geçecek olan günlerimin yoldaşı olsun hayali.
Şimdi mutlu, bir başkasıyla; hep başkasıyla…
Bende kendini görebilseydi mutluluk önümüzde diz çökerdi.
Yaralıyım aşk!
Kalbime dokunma.
Dokunmayın.
Günler geçtikçe ve ilerledikçe zaman, daha çok kanıyor.
Bir daha gitmem ona.
Bir daha, ‘bir daha’ olmaz.
Kalbinde bir iskemle yer bulamadığım adam; kalbimin ışıkları söndü.
Bunca karanlıkta mutluluğu nasıl bulurum bilmem.
Bir seni bulsaydım kaderde, güneş, yaşatırdı sevmeleri.
Bahar, ayaza vurdu.
Çok acıyor…
Yara tarifesinden bir sürpriz getiriyor hayat; sen sanıp bir an tebessüm ediyorum.
Meğer benmişim, beni bana getirmiş.
Yaralı ben ile ölen ben, bu acıda karşılaşmış…
Dilara AKSOY