Tarih 2002 yine aylardan şubattı,soğuk ve kar vardı.Köyümüzde lise olmadığı için en yakın ilçeye giderdik taşımalı ve yaklaşık yirmi dakika sürerdi,üşürdük,hastalanırdık ama okuldan asla bıkmazdık. Köylü çocuğu olduğumuz için okumaya- yazmaya düşkündük çünkü okumaktan başka çaremiz yoktu,babalarımız çiftçiydi,annelerimiz ise her sabah sıkı sıkı tembihlerdi:
"Kimseyle kavga etmeyin,aç kalmayın ve derslerinize çok çalışın!"
Ben de başarılı bir öğrenciydim,sınıfın gözdesiydim,teneffüsteydik matematik öğretmenimiz beni yanına çağırıp:
-Hüseyin, seni halk eğitim müdürümüz bekliyor,deyince çok şaşırdım,benimle ne işi olabilirdi ki...
Halk eğitim merkezi,o sıralar,bizim okulun arka tarafında tek katlı binaydı,hiç gitmemiştim ve müdürün ne ismini biliyordum ne odasını.
Saçımı başımı düzelttim,ceketimi ilikledim oradaki görevliye sorarak müdür odasının kapısını çalarak içeriden "gir," sesini işiterek endişeli bir şekilde girip bana gösterilen koltuğa oturdum.
Görüşmemiz yarım saat sürmüştü şöyle demişti hocamız:
"Cumartesi ve pazar günleri kurslarımız var üniversiteye yönelik,cüzi miktarda,eğer katılmak istersen yardımcı olabilirim hem derslere okuldaki öğretmenleriniz girecek ve seni onlar tavsiye etti."
Cumartesi günleri bizim köyden ilçeye dolmuş olmadığını,istesem de gelemeyeceğimi söylediğimde biraz morali bozulur gibi olmuştu ve :
"Pazar günleri gel,diyerek ısrar etmişti"
İsmail hocamın enkaz altında kalarak can verdiğini,cenazesinin ise ikindi namazı mütakip defnedileceği haberini aldım bu sabah,yıkıldım...
Hayatlarını kaybeden tüm kardeşlerimizin ruhu şad olsun,mekanları cennet olsun,yaralılarımıza acil şifalar,kurtarma ekiplerimize Allah,sabır,güç ve kuvvet versin.
Seni unutmayacağız hocam....