Daha dün gülüşün avuçlarımda ne çok zaman vurgunu yedik ne çok dirildi sevdamız ağaç dallarında umudu kar beyaz dantellerde yeşerttik gülüşleri cam çerçevelere işledik masum çocuklar gibi sefil yanlarımıza belki yamalı yorganlar örtüldü kanayan yüreğimiz bir kuş gibi sessiz ve derinden…
Biri dedi ben bu binanın öncüsüyüm bak her yer tertemiz bir boya badana içinde kaç kolon var kaç kirişi tutuyor demir ve kaç elden geçti ne önemi var bilinçli olmanın önemli olan sevdamız burada büyüyecek çiçeklerimiz açacak…
Doğanın kanunundan kaçılmaz elbette ama tedbir elden bırakılmaz geriye kalan yüce yaratanındır Mevla’m ne eylerse güzel eyler… Sonrasında da her şey unutulur gider acı bir mezar taşıdır artık umut çoktan Kaf dağındadır geçit vermez yaralar kabuk bağlayana kadar felaketler yenilenir bu hep böyle gider…
Neden! Bu kadar kaderci bir Coğrafya olduk kapanan her yaranın üstüne bir mum diktik bilimi öteleyerek olayların ciddiyetini büyüklüğünü boyutunu görmedik oysa daha çok çiçek açacaktı
Daha çok umut sağacaktı derelerimiz göllerimiz dillerimiz…
Biz bunu başarabilirdik Anadolu’dan gelen o misafirperverliğimiz o naifliğimiz bir olma iri olma diri olma şiarımız ama artık bunlarda yok büyük şehirler pek çok değerli varlığımız saygımızı sevgimizi aldı götürdü maddi imkânsızlıklar işsizlik alım gücü vb...
Yaralar tekrar sarılır evler tekrar yerine gelir eşyalar sokaklar caddeler ama sevdiklerimiz ki onlar umutlarımız anılarımız bir deprem insanlığın bittiği yerdir tekrar yeşerirse umutlar mutlaka yarım kalır acı kalır hüzün kalır yürekte toz bulutundan bir çöl kalır…
Analar taş basar yüreğine babalar koca bir dağ taşır kalbinde çocuklar ağır bir psikolojiyle yaşar artık o korku cihana bedeldir enkaz altında kalan bir minik el kalem tutamaz artık tutsa yazmaz acılarını öyle kolaylıkla…
Cama üşüşen kuşlar bir daha dönmez o yıkığa o acıya ötelenmiştir artık kedilerin çığlığı köpeklerin varlığı acı bir sarmal gibi her yerdedir taşta toprakta tuğlada betonda demirde kolonda… Paslı yürek
Eller kepçe omuz kürektir binalara…
Görelim unutmayalım sorgulayalım eğer bir sorgu iklimi bilinç yaratmazsak kendi içimizde bunların tekrarı olağan ve aşikârdır deprem bir doğa olayıdır tedbir alınmazsa felaket alınırsa ibrettir…
Daha güzel günlere uyanmak dileklerimle…