İnsanı hayata bağlayan şey nedir? Herkesin farklı mıdır? Herkesin kendine göre bir cevabı vardır ya da yoktur. Orasını bilemem. Ama benim bir cevabım var. Nereden öğrendin diye sorarsan, kendi yaşadıklarımdan öğrendim.

Annemi kaybettiğimde anladım hayatla olan bağımı. Zaten anne ve babamız değil mi hayata gözlerimizi açmaya sebep olan? Hayatta kalma sebeplerimden biriymiş annem, o gidince anladım. Aylarca anlamsızca, boşlukta kaldım. Hayatımda kocaman bir boşluk olmuştu. Hiçbir şeyin anlamı yoktu. Öyle bir boşluk ki ha yaşamışsın ha yaşamamışsın hiçbir farkı yoktu. İnce bir pamuk ipliği kalmıştı beni hayata bağlayan. O da ha koptu ha kopacak. Aylar geçtikten sonra o anlamsızlığın oluşturduğu boşluk dolmaya başladı.

Nasıl doldu diye merak ettin değil mi? Merak etmediysen burada okumayı bırakabilirsin. Bundan sonrasını merak edenler için anlatıyorum.
 
Allah'a, ahirete olan inancımdı beni hayatta tutan. Beni hayatta tutan o bağ iman bağıydı. Ölüp gidenler yok olmuyordu. Ahirete göçüp gidiyordu. Ahirette cennette tekrar buluşma imkanı vardı. Dualar ettim. Allah'a sığındım. Onun için rahmet, bağışlama ve cennet diledim Rabbimden. Bu inanç bana güç verdi. Hayatımdaki o boşluk dolmaya başladı.

Anladım ki insanı hayata bağlayan ve hayatına anlam katanlardan biri de bu hayattaki sevdikleridir. O yüzden insanda sevgi duygusu vardır. Her insanın mutlaka sevdiği, sevgi bağıyla bağlandığı bir varlık vardır. Bu varlıklar içinde en büyüğü, en güçlüsü, ebedî olanı, ölümsüz olanı Allah'a olan iman ve onunla olan sevgi bağıdır. Allah'a iman etmek O'na güvenmek demektir. Allah'ın öğretisi, haberi, bildirisi, emri, yasağı, uyarısı hepsi hayattaki o büyük boşluğu doldurur.

İnsan karanlık dünyasını, O'nun kitabındaki öğretilerle aydınlatır. Hayat kitabını okudukça, anladıkça aydınlanır aydınlatır ve anlam kazanır. 
Anne baba sevgisi, aile, eş ve çocukların sevgisi de insanı hayata bağlayan, hayata anlam katan sevgilerden biridir. Şimdi düşünüyorum da  -daha doğrusu düşünmeye çalışıyorum- depremde sevdiklerini kaybeden, anne babasını, eşini, çocuklarını, ailesini akrabalarını kaybedenler... Bunların üstüne bir de evini barkını, malını mülkünü kaybedenler... 
Sarılacağı bir kucak bulamayanlar... Başını yaslayacak bir omuz, bir göğüs bulamayanlar... Konuşacak derdini anlatacak kimsesi kalmayanlar...  Her şeyini kaybedenler...

İçinde bulunduğu şoktan henüz çıkamayan, acı üstüne acı binmiş, sadece yüreği dağlanmakla kalmamış bütün hücreleri dağlanmış kimseler... Onları bu hayata bağlayan şey nedir?

İçinde bulundukları durumu düşünemiyorum bile. O acının düşüncesinin ağırlığını kaldıramıyorum. O insanlar nasıl kaldıracaklar?
 
Onların hayatla bağı ne durumda? Hayatlarının anlamı konusunda onlardan geriye ne kaldı? Hangi zamanlar, hangi mevsimler, hangi seneler saracak onların o derin yaralarını? Hayatlarında ki o büyük boşluğu kim tarif edebilir? O derin boşlukları nasıl dolduracaklar? İnsan ihmali o enkazların kararttığı dünyalarını nasıl aydınlatacaklar?

Allah'a, cennete, cehenneme, ahirete, hesaba, kitaba, ilahi adalete iman/güven olmazsa o boşluğu ne dolduracak?

Sevdiklerini bu hayattan koparan deprem sebebiyle enkaza dönüşen binada ihmali, sorumluluğu olanlar, bu dünyada hesap vermezlerse, cezalarını çekmezlerse onlar neye inanıp güvenecek? Hayatla olan bağlarını tekrar nasıl kuracaklar? 
( İnsanı Hayata Bağlayan Şey Nedir başlıklı yazı DüşTerzisi tarafından 21.02.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.