Kızıl çölde bir dane, rüzgârımı bekledim
Yeller esti onca yıl, oynaştım danelerle
Okyanusta tuz idim, dalgayla emekledim
Ne gemiler taşıdım, dönüşsüz senelerle
Sonraya sığdırdığım, yükle dolu ambarım
Elimde kör bir mazi, sûretimde aharım
Yüreğim alev alev, hiç eksilmedi harım
Varımı yok saydığım, oldu düzinelerle
Bazen raydan sıyrıldı, vagonumun tekeri
Umrumda olamadı, dedim talihin körü
Belki de umut idi, varlığımın nökeri
Sonrası kaçış oldu; doldum ananelerle
Çok da tekin değildi, adımladığım yollar
Korkularımı boğdu, can verişinde eller
Aman dileyemedi, geçip giderken yıllar
Gerçekleri yok saydım, doldum efsanelerle
Ya var saysaydım eğer, boğulan olmaz mıydım
Yaşadığım her günde, sağılan olmaz mıydım
Paramparça savrulup, dağılan olmaz mıydım
Camdan kalemde vezir, oldum bahanelerle
Bazen içim haykırdı, ama bilemediler
Trajıkomik vaka, dedi gülemediler
Gözümden akan yaşı, yüzden silemediler
Sel olup taşamadı, sayıldı haznelerle
Sığdırdım hayatıma, bu kocaman dünyayı
Sığamadım içine, fanus bildim deryayı
Gecelerim ağardı, göremedim rüyayı
Seyrindeyim oyunun, sunumu sahnelerle
Önce çölde toz oldum, sonra fezada uydu
Olmanın hikâyesi, gerçeğime de uydu
Bilemedim; ceza mı, yoksa ödül mü buydu
Yaşıyorum; her günüm, ayrı nişanelerle
Yarına sığdırdığım, eşsiz definelerle