Kolektif sistem modülasyonları, kolektif akıl ile değil de
kişisi çıkara dayalı tuzaklı bir akıl ile modüle edilirse; buna sistemin viral
olması denir. Yani kolektif sistemi virüs kapmıştır. Ve bu kolektif sistem,
enfeksiyonludur.
Kolektif yapı içindeki mülk sahipliği kavramı, viral ve
bencil bir yansımadır. Kolektif yapılar içinde üretim tüketilenden fazla
olmaktadır. Bu nedenle kolektif sistemlerde ürün fazlalığı kamucu bir servet
oluşturur (biriktirir).
Kolektif servetin yapıcı yansıması, bencil anlamalar üzerine
yıkıcı bir egoist yansıma da olabilmektedir. İşte bencil anlayış ile ortaya
konan "mülkün sahibi" dediğimiz "El Mülk, rızkın sahibi"
gibi ulamlar "El rızk" gibi tuzakla kimi kişilerin öznel yararına dayalı
modülasyonlar (sistemi kontrol eden bindirişler) sistemin viral olmasıdır.
Mülkün sahibi söylemli sistem kolektif sistem içinde kimi
kişileri mülk sahibi yaparken, çoğunluğu mülkten yoksun kılmayı modüle
eden tasavvurdur. Bu türden sistemi viral etme yansıması beraberinde El adamlığı
gibi üretmeyen, bilgi teknolojilerinden uzak inandırma-kandırma üzerine oluşan
asalak bir lümpen sınıf yansımasını da ortaya koyar.
Bu sistem köleci sistemdi. Kölecisi sistem de lümpenlerin
yapıtlıkları eğitim, mülk sahibine ve mülk sahibi iradesine boyun eğmenin
eğitim öğretimidir. Yani bu faaliyet, köleci düzene kul-köle yetiştirme
faaliyetidir.
Lümpen sınıf eliyle sistemin emek eksenli kolektif
işleyişinin üzeri örtülür. Her şey güya mülk-para sahibi olan iradeye boyun
eğici kulluğu öne çıkarır denlidir. Böylece lümpen öğreti kendince meşruiyetle
süreci mülkün sahibi anlaması doğrultuda abluka altına alır.
Mülkün sahibi anlayışlı uygulama alanı yüksek gerilimli
çelişkileri içinde darp, gasp,
hırsızlık, mülk cinayetleri türü ahlaksızlığı doğurduğu için bu sistem nesnel
değil, öğütçü, uyarıcılı öznel algılarla güdülmek istenen bir ahlaki! yapı
anlayışını sistemin öznelerine şırınga eder.
Oysa lümpen El adamları mülkün sahibini ihtiyaç duymayan
ihtiyaç duyulan olarak tanımlanır. El 'in
hiçbir ihtiyacının olmadığı yani zenginliğinin ve yoksulluğunun olmadığı
söylenir. Böylesi bir soyut gücü;
"mülkün sahibi yapmakla", onu mülkün sahibi olmaya ihtiyaç duyulan
hale getirirler. Tüm tuzak, mülkün sahibi gibi bu soyut güç kavramı içine
gizlenecekti.
Lümpenlerin asıl dertleri Tanrı'nın ihtiyaçlı olup olmaması
değildi. Kolektif serveti El gibi hayali bir güce atfedip; bu güç üzerinde
kolektif serveti transfer etmekti. Siz mülk sahibine rıza gösterecektiniz. Mülk
sahibi de mülkünü istediği kişiye verirken siz de kaderinize razı olup ses
çıkarmayacaktınız. Gizlenen , tuzaklanan ajanda buydu.
Artık kolektif sistemler "mülkün sahibi
düşündürmesiyle" enfeksiyonluydu. Köleci sistemin mana düşünce inşasında
"El" söylemi; "mülkün sahibidir" söylemiyle eşleniktir. Bu
köleci sistemin ilk mana anlayışını belirten inşa varyasyonudur.