Köleci sistem içindeki birinci nesil kölelerin zihninde, hem geri bağlanıcı kolektif yasalar vardı. Hem de geri bağlanıcı kolektif alan yaşamını tasfiye eden El hafıza kayıtları vardı. Yeni kayıtlar içindeki eski kayıtlar kölelere tıpkı tatlı su poliplerinin hayatı gibi cazip geliyordu. Köleler bu cazibeyi "cennet" kavramıyla dile getirirler.

 

Âdem sembolizmi içinde anlatılan cennetten kovulma hikâyesi köleci sistemin eza ve cefasına karşı kolektif cazibeler içinde oluşturulanları hayalleri köleler birbirlerine ballandıra-ballandıra anlatıyorlardı.  Köleci anlatımlar kölelerin damaklarına bir parmak bal çalmaktı. 

 

Âdem’in anlatılan hikâyesi içinde anlaşıldığı gibi Âdem toprağı ekip dikme ve inşaat işiyle uğraşıyordu. Bu kolektif bilgi nedenle Âdem kolektif bir alanın rahleyi tedrisatından geçmiş olmalıydı. Âdem kolektif bilinçli, diyalektik akılcı bir kişiliktir.

 

Âdem kolektif alanın paylaşmacı, ortak tanıklık rahleyi tedrisatını; kolektif alan içinde öğrenmişti. Bu nedenle Âdem kolektif özne olarak toprağı ekip dikme işini de iyi biliyordu.

 

Âdem öğretisi kendi kendisine belirsizce bir "özel mülkiyet anlayışı içinde tasvir edilir".  Âdem hem kolektif özne olarak ne yapacağını iyi biliyor olarak davranır. Hem de söylem ve eylemleri sanki köleci alanı bilip tanıyan kişilerin aklına kılavuz gibi söylem ve eylem davranışlarının içindedir. Böylece Âdem sanki tutulması gereken bir yol olağanlığının düşünce ve eylem başlangıçları ile serüvenine başlar.

 

Âdem özel mülkiyetli serüvenin temsilcisi ve tamah misyonlu tutum içinde olmanın vurgusuyla Âdem misyonu içinde kolektif alanlı ortaklaşmacılarla ortak miraslı söz ve eylem anlatımı pek görülmez.

 

Âdem’in özel mülkiyet temsilcisi olmasını nereden çıkarıyorum? Âdem, kolektif kapasiteyle donanmıştı.  Âdem kolektif alanın nesnel bilgi mirası yerine El öğretili vahiy mirasını ortaya koyuyordu.

 

Ayrıca Âdem'in yalnız başına yaşam sürüyor olması kolektif alandan kopmanın yalnızlığıydı. Âdem yeryüzünde yalnız olmadığı halde Âdem’in yalnızlık gizemciliği Hava gibi eş yalnızlığı seremonisiyle açıklanıyordu.

 

İşte bunları, kolektif alanı reddiyeci Âdem’in yeryüzündeki "bir tek insan" olmasındaki her bir anlatım motifinden çıkarıyorum. Kolektif alan sosyolojini içinde olup da sosyolojik yakınlık duymadan veya en azında siz birinin yakınlığı içinde olmadan onun yokluk kaybıyla ancak kendi yalnızlığınızı duyarsınız.

 

Dahası Âdem ‘e yapılan insan tanımı söylem, Adem’in hem birilerine olan sosyolojik yakınlığının kanıtıdır. Hem Âdem’in ittifak aiti olduğunun bir başka kanıtıdır. Çünkü insan söylemi ilk kes totem meslekli ittifaklar içinde kullanıldı. İnsan söylemi ittifakın tanımı ve ittifakın dilidir. İttifak içindeki melezlere ittifakın inşacısı İlahlar insan demişti. Âdem için de El anlatıcıları "ve El insanı yarattı" diyordu.

 

Anlatıcıların "yalnız insan" söylemli tanım içinde belirtikleri yalnızlık; Âdem'in içinde ayrıldığı "kolektif alan yalnızlığıydı”.


( Totemi Dil 13 başlıklı yazı Uraz Bayram tarafından 10.06.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu