Bir, iki, üç, beş,
on, on beş desem de ne yazık ki bunun daha devamı var.
Saymakla da bitecek
gibi değil.
Günler ayları,
aylar ise yılları kovalayıp durdu.
Saymaya
kalktığımız olayın üzerinden tam tamamına 18 yıl gelip geçti.
Bundan tam 18 yıl
önce 7 Temmuz 2005 tarihinde nur topu gibi bir Engelliler Kanunumuz TBMM’de
gözlerini dünyaya açıvermişti.
Evet, takvimler 7
Temmuz 2005’i gösterdiği gün o gün TBMM’de tarihi bir oylama yapılarak 5378
Sayılı Engelliler Kanunu meclisteki tüm siyasi partilerin oybirliği ile çıkarılmıştı.
Kanunun
çıkarıldığı gün iktidarda ve muhalefette bulunan tüm siyasi parti
yetkililerince o günün engelliler açısından miladi bir gün olduğu söylenmişti.
Çıkarılan kanunun
engellilerin sorunlarına sihirli bir değnek gibi çözüm üreteceğini ve 7 yıl
sonra Türkiye’de yaşayan engellilerin erişilebilir ve ulaşılabilir bir ülkeye
kavuşacağı açıklanmıştı.
Aradan günler,
haftalar ve aylar birer birer gelip geçti.
Engelliler ise
sevinçle 7 yıl sonra özgürlüğe kavuşulacaksa seve seve bekleriz diye umutla
günleri saymaya başladılar.
Engelli camiası sabırsızlıkla
erişilebilir bir ülkeye kavuşmanın özlemiyle bekleşe dursunlar zaman bir su
gibi akıp geçmeye başlamıştı.
Özlem ve umut dolu
bekleyişler süredursun aylar ve yıllar birbiri ardına gelip geçti ve 7 yıl
sonra beklenen gün nihayet gelip çattı.
Tam özgürüz artık
istediğimiz her yere kanat açıp gidebileceğiz derken kara bulutlar sardı dört
bir yanımızı.
O gün zihniyetleri
engelli olan ve engelli düşmanı birkaç siyasetçinin vermiş olduğu yasa teklifi ile
7 yıllık hapis hayatının bekleyiş süresi yeterli görülmeyerek 1 yıl doğrudan 2
yıl ise dolaylı olarak 3 yıl kadar daha uzatmaya gittiler.
İşte ne olduysa bu
engelli düşmanı siyasetçilerin kanun değişikliği teklifiyle başladı. Verilen
teklifin kabul edilmesiyle birlikte engellilerin özgürlüğü bir üç yıl daha
ötelenmiş oldu.
Ancak gelin
görünkü beklenen erişilebilir ve ulaşılabilir bir Türkiye sözü bu öteleme ile bir
hayal olmaktan öteye geçmeyecekti.
Öteleme kanun
değişikliği ile getirilen ilave 3 yıllık sürede dolduktan sonra bu defa
Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Yönetmeliği adlı bir yönetmelik çıkarılmış
ve kanun ile konulan süreler işlevsiz bir komisyonlarla denetleme adı altında
süresiz bir hale dönüşmüştü.
Arka arkaya
çıkarılan genelgelerle denetimlerin sonucunda gerekli düzenlemelerin
yapılabilmesi amacıyla verilen süreler artık verilemez hale getirildi.
Denetleme
komisyonları tarafından kamu binaları ile diğer kamuya açık olan alanlarda gerekli
denetleme ve incelemeler yapıldıktan sonra süreler verilmesine rağmen
düzenlemeleri yapmayan kamu kurum ve kuruluşlarının geneline ise gerekli
cezalar ne yazık ki kesilmedi.
Cezalar kesilecek
olsa da, yıllar önce yasa maddesine konulan idari para cezası miktarlarının
oranı değiştirilmemiş olduğundan artık caydırıcı özelliğini yitirmiştir.
Erişilebilirlikle
ilgili 5378 Sayılı Engelliler Kanununun çıktığı 2005 yılında dünyaya gelen bir
bebek bugün 18 yaşına girmiştir. Doğduğu günden itibaren önce sürünmeyi,
emeklemeyi, düşe kalka adım atarak yürümeyi öğrenmiştir. Önce anaokuluna daha
sonraları ise sırasıyla ilkokul, ortaokul ve liseyi bitirmiş ve ardından da
üniversiteden mezun olmuştur.
O gün dünyaya
gözlerini açan bebeğin hayatında daha birçok değişiklik olmasına rağmen ne
yazık ki engellilerin yaşamında büyük önem arz eden erişilebilirlik ve
ulaşılabilirlik konusunda pek bir değişiklik olmamıştır. Olan değişiklikler ise
sorunların tamamına kalıcı çözümler getirmekten çok lokal çözümler şeklinde
olmuştur.
Demem o ki, 18
yılın sonunda 18 tane ilimizi bırakın bir tane dahi ilimiz ya da ilçemiz her yönüyle
birlikte tamamen erişilebilir ve ulaşılabilir özelliğe kavuşmamıştır. Bu
gidişle de kısa zamanda kavuşacağı da olmayacaktır.
Sözün özü olarak,
evrensel standartlarda erişilebilir bir Türkiye’de yaşama kavuşma özlemiyle
yanıp duran engellilerin bekleyişi daha ne kadar devam edecek bilemiyorum. Tek
bildiğim konu erişilebilirlik ve ulaşılabilirlikle ilgili yasa maddeleri
günümüzde tamamen işlevini yitirerek kadük olduğundan idari para cezaları dâhil
olmak üzere yeniden revize edilerek çıkarılması ve bir daha ötelemelerin
yapılmaması gerektiğidir.