Bir neşter atıp içindeki kangiren sevdaya ,
Gör bakalım ,,
Aslına hazırsan son defa,
Nasıl yanmış ?bir tutam Aşk,
Fesat tütsünün ,alevsiz dumanında,
İçindeki yıllarca çöreklenen korkun,
Belki çözülecek, gözünden akan,
son yaşın tuzunda..


Suskun sevdaların çığlığında,
Bir saki bardağı yere düşecek,
Mor akasya salkımlarına tutunmuş
sevinçlerin,
Mevsimi geçince,
Ağlayarak gidecek..

Unuttuğun orda burda kaç kaçamak,
Heyecanın,soluksuz kalıp
Pusuya düşecek.
Bir kancaya astığın,
O masal perisi,
küçük kızın saçını son kez okşadıktan sonra,
Rüyalara küsecek..

Dünden bu güne zaman makas atıp,
Bilinmeyen yöne bir tren kalkacak.
Bu gün belki hayat bitecek,
Belkide kimbilir?
Kayısı dalına kurulu salıncakta,
Küçük bir çocuk gülecek.


Geldiğin sehir bu kez aynı kalacak,
Ta ne zamanlardan beri
beklediğin kelebeğin seni
Bu küskünlük demi bulacak?
ÇIKINCA KOZASINDAN UÇUP,
KİME KONACAK?
Ümit Seyhan
( Ta Ne Zamanın Kelebeği başlıklı yazı Ümit Seyhan tarafından 25.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu