meçhul diyarların yolcusuyuz
her v/eda bir şeyler çalıyor bizden
ve her visal bir veda şarkısı
d’ilimizi törpülüyen s’ağır bir sükût
ve arami bir lisanla
içimizde şavkır şehla alazı
kara yazılır her
sevdabu veçhile
seyrüsefer ettiğimiz bu yolda
vagonlar aşıran raylar gibi uzanıp/ yorgun
el versek de z’amana
elim bir
hüzün ile müptelayız
sergüzeşt
aşklara
ömrümüzün gayesi
gelip geçmek değilse bu h’andan
yağmalansa da gözpınarların haramilerce
viran olsa irem bağların
gürz ağrısından beter çarpsın b’ırak
göğsümüzde bu nagehan sızı
doğdum, yaşadım diyebilmekçün
bir gayemiz de yaşamak olsun
mevsimlerini d’övsün kozalakları
“bir dilber kalesinin burcunda”
simurg olup k’af dağları aşırtan
bergüzar saydığın hayat
biraz da
aşk-ı sergüzeşttir
ab-ı hayat içmiş gibi muttasıl