Bir Milyon Tl kazanabileceğiniz bir bilgi ve genel kültür yarışmasındasınız. Karşınızda Türkiye'nin en tanınmış film ve dizi yıldızı Kenan İmirzalıoğlu var. Programın sunucusu o. Bir sürü kamera, bir sürü spot ışıkları ve yarışma salonunu dolduran seyircilerin bütün nazarları üzerinizde. Belki de hayatınızda ilk kez başınıza böyle bir şey geliyor. Yani hayatınızda ilk kez milyonlarca insan sizin sorulara vereceğiniz cevaplara ve yarışmadan kaç tl kazanacağınıza kilitlenmiş...
İşte bu ahval ve şerait altında heyecanlanmamanız, elinizin ayağınızın birbirine dolanmaması, en iyi bildiğiniz konularda sorulan soruların cevaplarını bile unutmanız gayet doğaldır.
Mesela sunucu sorar ve siz de okursunuz:
- 4+4+4 Eğitim sistemine göre beş yaşında ilk okula başlayan ve hiç sınıfta kalmayan bir insan kaç yaşında lise mezunu olur?
Televizyon başındaki seyirciler siz bu sorunun cevabını hemen vermez de az düşünürseniz '' Yuuuh. Allah'ın öküzü. Bu soruyu da bilemezsen git Sarayburnu'ndan kendini denize at.'' Diye ünlerken ve dahi size kaz'dan mal'a, mal'dan hıyara bir sürü sıfatlar yakıştırırken siz heyecandan 4+4+4 = 12 yi hesaplayıp buna bir de 5 ilave ederek 17 rakamına ulaşamayabilirsiniz; bu çok normaldir.
''Yok be yahu. Neresi normal bunun? İnsan ne kadar heyecanlı olursa olsun böylesine basit bir soruyu bilir diye düşünüyorsunuz değil mi? Aramızda kalsın ben de öyle düşünüyorum ama yine de bir öğretmen olarak heyecan faktörünün insanları ne hallere soktuğunu da çok iyi biliyorum. Mesela bir öğrencim vardı. Tahtaya kaldırdığımda heyecandan her kelimenin sonuna bir '' Hocam '' Yapıştırırdı.
- Evladım Nuh. Anlat bakalım I. Haçlı seferini.
-1095 senesinde hocam. Kudüs'ü ele geçirmek isteyen hocam. Bir sürü Hıristiyan hocam. Kudurmuş köpekler gibi hocam. Kollarında ve göğüslerinde haç işaretleri olduğu halde hocam. Fransa'dan Hocam. Yola çıktılar hocam. Bu haçlıları hocam. Tüm Fransa'yı hocam. Yalın ayak hocam. Başı kabak hocam. Dolaşan Piyer Lermit adında bir papaz hocam.
Evet.. Buraya kadar beni Hıristiyan'dan, yalın ayak başı kabak'a kadar kılıktan kılığa sokan Nuh nihayet papaz da yaptıktan sonra takılmıştı.
-Papaz Hocam... Papaz Hocam... Papaz Hocam.
-Bana bak çocuk. Döverim seni. Alimallah fena döverim. Papaz sana benzer anladın mı?
Nuh şaşkın şaşkın bana bakarken sınıf gülmekten yerlere yatıyor tabii ki.
Evet... Heyecan işte böyle bir şeydir ve dediğim gibi en iyi bildiğiniz sorularda bile saçmalayabilirsiniz.
Hatta daha kolay sorularda bile Nasrettin Hoca'nın hindisi gibi düşünür durursunuz.
-Gaydırıguppak Cemilem türküsünün ithaf edildiği kadının adı nedir?
A) Şalvarı gül dalında asılı olan Halime
B) Güğümleri kalaylı olan Düriye
C) Tez canlı Cemile
D) Bir evlek pırasaya kocaya verilen Asiye
Heyecandan saçma sapan yorumlar yapabilirsiniz:
-Halime olamaz çünkü şalvarı gül dalına asılıysa kadın ne giyip de dışarı çıkacak? Düriye de olamaz çünkü güğümlerini kim bilir ne zaman kalaylattı? Hem kesin mi güğümlerinin kalaylı olduğu? Ya değilse? Kalaysız güğümden içilen su insanı zehirleyebilir. Tez canlı Cemile hiç olamaz çünkü acele eden ecele gider. Cemile çoktan ölmüştür kesin. Bu durumda doğru cevap: Bir evlek pırasaya kocaya verilen Asiye...
-Emin misiniz? Son kararınız mı?
-Adım kadar eminim.
-Adınız neydi?
-Cemile
-Peki Cemile hanım. Bakalım cevabınız doğru mu?
Az sonra turuncu ışık yanar. Yani Cemile Hanım '' Gaydırıguppak Cemilem'' Türküsünün hangi addaki kadına ithaf edildiğini bilememiştir.
Dedik ya heyecandan... Olur, normaldir.
Yok yok '' Oha be hocam. Heyecan tamam da insan bu kadar da saçmalamaz.'' Demeyin. Normaldir. Beterin beteri vardır.
-''Ebeveyn'' kelimesi Anne- Baba anlamına geldiğine ve ebeveynlerinizden birisi anneniz olduğuna göre diğeri kimdir?
A) Babanız
B) Halanız
C) Büyükanneniz
D) Dayınız
- Hımmmmm. Bizim köyde büyük annelerimize ebe deriz. Bu durumda Ebeveyn olsa olsa Büyük annemizdir. Cevap veriyorum: C şıkkı Büyük anneniz.
Ben olsam derim de sunucu acaba içinden'' Hay senin ebeveynine de, beynine de, sana da.'' Der mi bilemem ama yine de her şeye rağmen tüm bunlar bir dereceye kadar mazur görülebilir zira beterin beterinin de beteri vardır.
Sunucu bugüne kadar yapılan yarışmalarda sorulan en kolay soruyu sorar:
- Orta Asya'daki Kızılkum Çölü hangi kıtadadır?
A) Afrika
B) Güney Amerika
C) Asya
D) Avustralya
Yarışmacı başlar kara kara düşünmeye. '' Ulan bu geçmişine yandığımın Orta Asya'daki Kızılkum Çölü hangi kıtada ola ki?
Yok anasını satayım. Bir türlü bir ışık yanmaz beyninde. Orta okul ve lise Coğrafya öğretmenlerine söver içinden '' Bunu bana niçin öğretmediniz. Kaçırıyorum bir milyonu bu zor soru yüzünden.'' Diye.
Neyse ki Hızır Acil Servis salondadır. Yani efendim salondaki seyirciler.
Yarışmacının, bu sorunun cevabını seyircilerden alma hakkı gibi bir hakkı vardır. Zaten seyirciler de ellerinde butonu olan bir aletle hazır beklemektedirler '' İnşallah bilemezsin de bize muhtaç olursun.'' Diye.
Neyse fendim, yarışmacı '' Seyirci jokerimi kullanmak istiyorum.'' Der ve kullanır.
İşte facia da burada başlar.
Çünkü seyirciler bu soruya
%41 Oranında A Şıkkı yani Afrika demişlerdir.
%35 Oranında C Şıkkı yani sorunun asıl doğru cevabı olan Asya demişlerdir ve bu arada % 14 Oranında Avustralya diyen de % 10 oranında Güney Amerika diyen de vardır.
Yarışmacı, seyircilere inanır ve güvenir. ''A Şıkkı '' Der ve tabii ki elenir.
Yahu yarışmacının heyecandan bilememesi, karıştırması, önündeki soruda cevabın, sorunun içinde olduğunu görememesini anlıyorum da böyle bir soruya oturduğu yerden, herhangi bir heyecan ve benzeri engelleyici faktör olmaksızın %65 oranında yanlış cevap verilmesini anlayamıyorum.
Orta Asya'daki Kızılkum Çölünün Afrika Kıtasında işi ne? Güney Amerika'da ya da Avustralya'da işi ne?
Eğer bu ülkede her yüz kişiden 65'i Orta Asya'daki Kızılkum Çölünün Afrika kıtasında olduğunu düşünüyorsa( İnşallah düşünmüyordur.) milletçe bu acınacak halimize hep beraber gelin ağlayalım.
(
Orta Asya'daki Kızılkum Çölü Hangi Kıtadadır? başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
25.08.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
