Düştüm Mapus Damlarına  Öğüt  Veren  Çok  Olur.

-Demek hiç bir banka sana kredi vermiyor ha?
-Nasıl versinler ki? iş yok güç yok. Üstelik sabıkalıyım.
-Eee benden ne istiyorsun?
-Hani diyorum ki yakın akrabalığımızın, dostluğumuzun, hatta dostluktan öte kardeşliğimizin hatırına üç beş kuruş borç versen de şöyle minik bir çay ocağı açıp ben de kendimi geçindirecek kadar para kazansam. Hiç merak etme borcumu en kısa sürede öderim.
- Ah Be Halil. Sen bu hallere düşecek adam mıydın? Çok yazık ettin kendine çook.
-Oldu bir kere. Olanla ölenin önüne geçilemiyor.
-Yok yok O Sıtkı itine kefil olmayacaktın.
-Oldu bir kere Ömer abi. Şimdi bunları konuşmayalım.
-Ben sana o kadar dedim. ''Sakın Halil'' dedim. ''Sakın böyle bir şey yapma. O herife kefil olunmaz dedim. Elini vicdanına koy söyle, dedim mi demedim mi?
-Dedin.
-Peki sen ne yaptın? Gittin o ite kefil oldun, sonrasında sefil oldun.
-Abi bunları konuşmaya gelmedim sana. Bu acı hatıraları deşmek benim şu andaki derdimin dermanı değil.
-Bir de bana bak. Ben n'aapıyorum? Kesinlikle uyanık davranıyorum. Hiç kimseye kefil filan olmuyorum.
-Abi tamam anladım. Sen çok akıllı ve uyanıksın, ben değilim.
-Bu dünyada acımasız olacaksın oğlum. Sana mı kaldı elin aç köpeğine acımak? Bak ona acıdın, şimdi sen acınacak duruma düştün.
-Allah beni de böyle yaratmış abi. İnsanlara, hele de dost bildiğim insanlara, özellikle de akrabalarıma hayır diyemiyorum.
-Diyemediğin için de başına gelmeyen kalmıyor.
-Abi bütün bu söylediklerinde haklı olabilirsin lakin şu an itibariyle bu konuşma benim derdimin çaresi değil. Oysa ben buraya derdime bir çare olabilir misin diye gelmiştim.
-Ah be Halil. Durduk yere başına dert almakta üstüne yok hani. Sen tut Sıtkı denen ite kefil ol, herif borcunu ödemeyince senin neyin var neyin yoksa haciz gelsin. Sonra sen
öfkeye kapılıp herifi gebert. Git senelerce hapis yat. Hep neden? Hayatı bilmemekten. Hayatın ne kadar acımasız olduğunu bilmediğinden. Hesap kitap bilmediğinden.
-Abi... Her kimle oturup iki satır muhabbet etmeye kalksam ya da bana bir dost eli uzatmasını istesem hep bunları söylüyorlar. Yani ne kadar salak olduğumu, ne kadar enayi olduğumu, ne kadar hesap kitap bilmez olduğumu... Hesap bilmez olduğum doğrudur lakin hep merak ederim kitap bilmeyen ben miyim yoksa bana kazık atanlar mı? Bir dost eli beklerken geçmişte yaptığım hataları yüzüme vurarak zaten ezilmiş olan beni daha bir ezmeye çalışan ve hatta bundan sadistçe bir zevk alanlar mı? Evet hesap bilmezin önde gideniyim ama lütfen bana kitap bilmez deme. Kitabımız ''İnnallahe ye'muru bil adli vel ihsani ve itai zil kurba ve yenha anil fahşai vel munkeri vel bagy, yeizukum leallekum tezekkerun.'' Demiyor mu?
-Aaaa. Bu duayı bir yerlerden hatırlıyorum ben.
-Cuma namazına gidiyorsun değil mi?
-Eh fırsat buldukça.
-İmamın minberden inerken okuduğu ayettir bu. Yüce Rabbimiz bu ayette: ''Şüphesiz ki Allah adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder; çirkinliği, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar. O,düşünüp tutasınız diye size öğüt vermektedir.''Demektedir. Şimdi söyle bana Ömer abi... Adaleti tüm cihana örnek olan Hz. Ömer'in adını taşıyan Ömer abi... Allah'ın emrine uyarak akrabam Sıtkı'ya yardım elini uzatan ben miyim kitap bilmez yoksa kısaca '' Kusura bakma sana borç veremem'' Diyeceğine geçmişte yaptığım ve sana göre hata olan durumları yüzüme vurup '' Şöyle yapmayacaktın- böyle yapmayacaktın.'' Diyerek beni ezmeye çalışan sen mi? Kitap, akrabaya yardım etmeyi emrediyor ve sen benim akrabamsın. Bana yardım edeceğine '' Kefil olmayacaktın, Sıtkı'yı öldürmeyecektin.'' Diyorsun.
-Ooooo bakıyorum sen içeride bayağı bayağı hoca da olmuşsun.
-Evet abi. Düştüm mapus damlarına, öğüt veren çok oldu. Topladım o öğütleri, baktım buradan köye yol oluyor ama hiç bir işime yaramıyor. Öyle ki '' Ooolum kafayı çalıştır. Çıkınca çal, çırp, vur, kır, acımasız ol. Gerekirse torbacılık bile yap. El alemin çocukları zehirleniyormuş, ölüyormuş aldırma.'' Diyen bile oldu. Ama bir tek kişi yani gerçek manada bir kader mahkumu yoluma ışık oldu.
-Yoluna ışık olmuş ama cebine para olamamış ki bana gelmişsin.
-Evet abi. Sana gelmişim. En başta da belirttiğim ve senin de üzerine basa basa söylediğin gibi ben aptal bir insanım. Çok hata yapan bir insanım ve maalesef yine hata yaptım sana gelmekle.
Halil ve Ömer konuşurlarken Ömer'in telefonu çaldı. Ömer bir süre ''Mmmm. Tamam, söylerim.'' Dedikten sonra Halil'e döndü.
-Arayan Namık'tı.
-Kardeşim Namık mı?
-Evet o. Diyor ki '' Halil'e söyle sakın bana para istemeye gelmesin.
-Buraya geleceğimi nereden biliyordu ki?
-Bilmiyordu. Ben söyledim senin bugün bana geleceğini. Ona dedim ki: '' Bugün Halil bana gelecek. Sanırım benden para isteyecek. Sen kardeşisin. Daha yakınsın. Hem bu ailenin tek para kazananı ben miyim? Kardeşine yardım etsene.
-Benim adıma niçin ondan yardım istedin? Eğer onun yardım edeceğini bilsem ben kendim ona gitmeyi bilmiyor muydum?
-Bakalım ne diyecek diye merak ettim.
-Ne diyeceğini bilmiyor musun? Bunca senedir tanıyamadın mı Namık'ı
-Tanımaz olur muyum. Maksat onu biraz telaşlandırmak. Adam bir telaşlandı ki kalbine inecekti neredeyse.
-Niçin bana direkt kendisi söylemiyor da seni aracı kılıyor?
-Ne bileyim ben. Gördüğün zaman ona sorarsın.
-Söyle merek etmesin. Öz be öz kardeşim, söyleyeceği lafı direkt bana söyleyemeyecek kadar benden rahatsız oluyorsa onu bir daha ne görürüm ne de semtine uğrarım.
-Diyor ki ''Ben tek maaşla ev geçindirdim. Tek maaşla iki çocuğumu üniversitede okuttum. Tek maaşla ev sahibi oldum...
-Tamam abi. Uzatmaya gerek yok. Benim birader nasıl mükemmel bir aile babası olduğunu, nasıl iyi bir ekonomist olduğunu anlatmış sana. Bunları biliyorum zaten. O kadar mükemmel bir ekonomisttir ki benim ondan hiç bir zaman yardım istemeyeceğimi bildiği halde milyonda bir ihtimalin bile yolunu kapatmak için gereken önlemini almış.
-Eeee adam haklı. Devir hesap kitap devri.
-Yok abi. Maalesef devir hesap devri ama kitap devri değil. Ya da ne bileyim işte benim anladığım, kabul ettiğim, Allah'ın kelamı dediğim kitabın devri değil
( Düştüm Mapus Damlarına Öğüt Veren Çok Olur. başlıklı yazı Sami Biber tarafından 24.08.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.