Gıybet, bir müslümanın diğer bir müslüman kardeşinin arkasından konuşarak, duyduğunda üzüleceği veya utanacağı bir kusurundan bahsetmesidir. Allah Teâlâ, insanoğluna öyle büyük bir şeref atfetmektedir ki, onun kusurlarının gıyâbında söylenmesini dahî dînen ağır bir suç olarak îlân etmiştir. Bu keyfiyet, rahmeti gazabına gâlip olan Rabbimizin, günahkâr ve kusurlu olan bir kulunu dahî koruyup himâye ettiğini gösterir.
Bununla birlikte gıybetin menedilme sebebi, sâdece Cenâb-ı Hakk’ın “günahkâr bir kulunun bile hakkını muhâfaza edip ona sâhip çıkma” arzusundan ibâret değildir. Bunun bir sebebi de, gıybetin, cemiyet hayâtının muhtaç olduğu sulh ve sükûn ile kardeşlik duygularını zedeleyici bir rol oynamasıdır.
Allah gıybeti kesin olarak yasaklamış ve Kur'anda bu konuda şöyle buyurmuştur:Ebû Berze (r.a)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v) söyle buyurmustur:
“Ey diliyle iman edip de kalplerine iman tam olarak yerlesmeyen kimseler! Müslümanları gıybet etmeyiniz, onların kusurlarını da arastırmayınız! Kim müslümanların kusurlarını arastırırsa Allah da onun kusurlarını arastırır. Allah kimin kusurlarını arastırırsa onu evinin içinde bile olsa rezil eder.”
Toplumun her kesiminde ister kadın ister erkek olsun, ister yaşlı ister genç olsun, ister cahil ister kültürlü olsun iki kişi yanyana gelince mutlaka dedikodu yaparlar. Bu durum o kadar çok yayılmıştır ki yaptıkları işin vebalilin farkına bile varmazlar. Oysa ki gıybet çok ağır bir günah ve aynı zamanda kul hakkını yüklenmektir. Kişi gıybet etmeye tevbe etse bile gıybetini yaptığı kişiden helallık almadığı müddetçe kul hakkından kurtulamaz.
Gıybet mühim bir kul hakkı, insanı âhirette iflâsa sürükleyen büyük bir günahtır. İnsanlar sohbet ederken farkına bile varmadan gıybet bataklığına düşüverirler. Çoğu zaman günah işlediklerini bile düşünmeden, “Doğruları konuşuyoruz.” diye avunurlar. Gıybetin en tehlikeli tarafı da işte burasıdır.
Gâfil insanlara tatlı bir mûsikî gibi gelen gıybet, hakîkatte hem dünya hem de âhiret hayâtını berbâd eden mânevî bir hastalıktır. Dünyada muhabbet, hürmet ve kardeşlik duygularının yanında, birlik, beraberlik ve yardımlaşmayı da ortadan kaldırır. Âhirette ise pek çok hayır ve sevâbın hebâ olmasına sebep olmakla birlikte ağır bir günah yükünü de beraberinde getirir. Buna rağmen maalesef pek çok insan, bu günâha kolaylıkla düşmekte ve hattâ onu alışkanlık hâline getirmektedirler. Bu sebeple gıybet husûsunda son derece hassas ve müteyakkız olmamız îcâb etmektedir.
Peki insanlar neden birbirlerinin gıybetini yaparlar?Bunun birçok sebebi vardır. Başlıcaları da şunlar olabilir.
1-Hasetlik ve çekememezlik.
2-Gıybet ettiği kişiyi hor ve hakir görme
3-Kendisini çok üstün görme yani kibir ve gurur
4-Gıybet ettiği kişinin zaaflarını ön plana çıkararak onunla eğlenme
5-Her günahın nefse hoş geldiği gibi gıybet günahının da nefse hoş gelmesi.Nefis günah ve haram olan kötü işlerden hoşlanır. Çünkü tabiatı odur.
Dikkat ederseniz bunların hepsi de kişide kemalatın eksikliğini gösterir. Ruhen olgunluğa ermiş kişiler başkalarında hata, ve eksik aramazlar. Kendi eksikliklerini arayıp bulur o eksikliklerini gidermeye çalışırlar. Ruhen kemale ermemiş kişiler ise kendilerini yüceltir hep başkalarında hata ve eksik ararlar. Zaten kamil kişiler bu gıybet illetini terketmiş o hastalığa yakalanmamışlardır.
Bu gıybet hastalığı o kadar vahim bir hale gelmiştir ki gözle görülmeyen bir pandemidir.Corona pandemisini birçok gayret ve çalışmalarının neticesinde aşı ile yok ettik. Peki bu gıybet pandemisini ne ile yok edeceğiz.?
Zannederim ki bunun da aşısı ruhen sağlam ve sağlıklı bireyler yetiştirmektir.
Corona illetinden biz kullarını kurtaran Rabbım gıybet pandemisinden de bizleri kurtarsın.