Gördüğüm   hayalleri  bırakarak   geride

Bir meçhulün içine   akarım yavaş yavaş

Sözcüklerim buz olur ayazda zemheride

Sensizlik yüzüğünü takarım yavaş yavaş

 

Hayal miydi o günler o çarpıntı o heves

Alev   alev   olurdu   yakardı   bizi  nefes

Nerelerdedir   şimdi   içimi    ısıtan    ses

Beklemek yorar inan bıkarım yavaş yavaş

 

Söylemiştim yıllarca tek sana düşer başım

Sen yoksan lezzeti yok tatsız ekmeğim aşım

Kurudu   pınarlarım   artık   akmıyor  yaşım

Çürürüm bir  köşede   kokarım yavaş yavaş

 

Ey benim çimen gözlüm hiç beladan yılmazdım

Senin   kapın   dışında    kapılarda    kalmazdım

Her  şeyim sen olurdun  sahipsizce  ölmezdim

Artık son yolculuğa  çıkarım yavaş yavaş

 

Kalbimde ki izlerin ne kadar derin yara

Alev topuyum sanki her yerim döndü kora

İsrafil üflemeden dünyanın sonu Sur’a

Yüreğimi yerinden sökerim yavaş yavaş

 

Karıştı ezberlerim hayata küser oldum

Her şeye asabiyim yel gibi eser oldum

Sevdanın müzesinde tarihi eser oldum

Resim gibi hayata bakarım yavaş yavaş

 

Çığlıklarım  boğulur  söyleyemem   ismini

Nasılda zor mevzuymuş bilmedim aşk kısmını

Yüreğime   astığım   o   emsalsiz resmini

Vakit geldi diyerek yakarım yavaş yavaş

 

Bu hicran yarasıyla kederimle yaşarım

Beyhude   aşkın  için mezarımı eşerim

Şimdi umut ektiğim yarınlara şaşarım

Kurduğum hayalleri yıkarım yavaş yavaş

 

Âdem Efiloğlu

( Yavaş Yavaş başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 2/20/2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.