Mahremi Müstehçem 2
Az buz değildir,
Hep azap ile yoğrulmuşluğun
mahşer kenarlarında tur dönerek
Huni şeklinde kronik basınca maruz
Labaratuar kıvamında damıtılmış şıpır şıpır yatay dikey ortamlarına
Nesli tükenmekte olanların tohumunu bırakan damlacıktan pıtırcık
Elektrik çarpmasından sağ kurtulur kurtulmaz
Kar soğuğunda
Yaz sıcağında
Yağmur çamur kum milek ve balçık doluşmuş sıvanmış gözenekteki
Coggur coggur
Kıvır kıvır
Kuru yemiş güveleri
Ve ağaç kurtçukları gibi
İş kol yol damar akıntı ur kir leke iz işaret intihar sarkıntı tecvüz yıkım ve bozguna ağızbirliği yaparak
Eşit aralıklar diziminde boncuk boncuk
Vizitesini bekleyen hasta sayrı randevu
Ve sahne sırası geldikçe karanlığın gördüğü renkli gölgeler seçkisidir
Bar sokakları kapandıktan sonra mekan sahibinden sonraya çıkıp giden hesabın
Yalpalayan elleri hayatını sürükleyen soğuk algınlığı bilinmezine yapışık
Askinyası
Yahut daryasıdır şolohovunkinden yazma bozma kadınlığını evinden dışarda bırakmak
Düşünce mantık estetik üçlemeli
Ve felsefenin birazı markstan birazı freud ortalaması erich fromun
Kadınlar ki eğer,
Sindire yedire doyuramadığı şehvet kudurgunluğuna kurban giderlerse
Çopur çukur her yerleri patlamış mısırdan beter
Ve sönmüş gezegenlerden moruğa sarkar dökülürler demeye lafı sözü götürüp getirdiği
Durgun akıyordu don nehrinde evde aradığını sokakta bulmak için biriyle başladığını
Hiç biriyle bitiremeyen erkekten erkeğe sürtünüp gezerek askinya ve darya
Az buz bir iş değildir uyuz ve uhrevi finalin boğumlu düğümlü çıkrığına ipi sarıp bağladıklarıyla
Az buz iş değildir hiç kimse bana senin gibi ilişip okşayıp sevişmedi yoksulluğunun
Nicesini tanıdım samsunda seyir tepesinde
Bayram paşa yokuşunda, Amasra vezir hanında, foçada,şilede, orda burda..
Açlığını duydukları kendilerini bulma yoksul ve sefilliklerine tüm dünyasının ardında bırakarak
Yarılmış derinlikler altındaki her çatlağın kızgın suyu ve traş köpüğü kendiliğinden
Birikmiş bir yanardağdır her kadın
Volkandır, katman katmak sevilmeyi ve sevişmeye
…Tüm güzel sanatların kırbaçlanmış iştahına iç çamaşırındaki mahremi müstehçem aynasına
Ben işin o kısmına geldiğimde kendi kendini kaybetmek üzeredir üstsüz başsız fingirdeşmeler
Sıcak ve şehvetin doruğundaki ipe sapa gelmez fısıltılarla
Tabelasız Tribünden sahaya atılan sayısız skor rekorudur
Tepeden tırnağa
İnsan insana dibten tutulmanın iç
İçe girip çıkan çatal kavşaklarında
Ve parmak uçlarındaki akıp giden ceryanların emiştiği
Dokunarak sıyıran gerginlikleri yakıp eriten esnekliğe
Kıran kırana kan ter içinde kalan sırıl sıklamlık, ben işin o kısmını gelip geçtiğimdir
Henüz kolonya kokusuna baygın
Silinmiş süprülmüş büyük pencereli salonlar gibi
Dayalı döşeli ayrılıklara ve istasyona beyaz gölgelerin sızıp süzüldüğü
Çatılar üstünden buharlaşıp göçen hüznündeki gardan
İşvesini nazını
Gizli sırrını saklı yarasını
Geberesice ne gününü gördüm bu vakte kadar çığlıdır, doymadığı yeri kuaförsüz traşlayan kadın
Ve yüzü baldırı memeleri kendinin olmayan bütün maskeli balolara estetik cerrahiden yama
Çopur çukur hissettiğindendir her paslı kirli bıçağa kendini doğrayıp kestirdiği
Kendi etrafında çapul çöreklenen suskunluğa aşk ve sevgi arayan ıslak bakışlara tutunarak
Birbirine dargın yorgun kafesleyen eşyalar ortasında menopoz ekistrası haciz
Süründüren sokaklara yabancı
Nerdesin sorusunun bugünle yarın aralığı kadar parçalı bulutlusu
Bak gör ki gidiyorum işte evler yollar boyuncasının, kadındır ekseriyet
Sıradağları ortak ederek kıraçlara kentlere
Zincirli kolyeli müstehçem içinin kaytan çizgilerle her gün
Şapır şupur
Fokur fukur
Göbekten aşağı çatal bölgelerine inen derin yerlerini yeni traş tarzları deneyen
Ateş..
Püskürmüş köpüktür ve fışkırmış volkan akıntısı
Ateşi varsın düştüğü yeri yaksın yandırsına, her uğrayıp geçtiğimde ben..
Terlemiş avuçlarının içinde kalmıştır yastık yorgan ve kendi kendine kadın
Kuş bakışıyla hususi ışıklandırılarak büyütülmüş merceklerde,
 kimi turnadan, kimisi turaçtan

Seyfi Karaca…. Şubat/24
( Mahremi Müstehçem 2 başlıklı yazı Yeldegirmeni tarafından 20.02.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu