Buğusuz bir aynada seyrettim kendimi,
Dediğin kadar korkak olmadığımı anlamak ister gibi.
Ne farklı bakmışız meğer her şeye.
Ne diyordu "şair ben seni unutmak için sevmedim"
Ben,
nasıl sevdim, neden sevdim seni?
Hiç bilemedim.
Sen bile inanmadın yalan sandın!
En çokta işte bundan yara aldım.
Gülüşün geliyor gözümün önüne
Bazen içten mutlulukla, bazen alaycı ne çok seviyorsun o küstah kahkahayı!
Bugünler de her şey sen oldu.
Gece sen gündüz sen,
Ah bir gitme diyebilsem...
Sen, bilmiyorsun!
Üstelik sevmiyorsun!
Yoksa bu kadar zor olmazdı hiçbir şey.
Sana çıkmayacağını bile bile,
Nasıl yürürüm artık bu yolu?
Kelimeleri durdukları yerlerden toplarken, değmez dedim birkez daha,
Birkez daha değmez!
Döktüm hepsini toz olsunlar
yok olsunlar, konuşmasınlar.
En fazla da sevilenin, kırılan kalbinin sevene armağan ettiği o duygu yok mu hani?
Adı koyulmamış, yabancı kalmış,
Zaman kaybına uğramış,
Gönlümden geçen tereddüt gibi!
Güneşle arama giren kurşuni bulutlar gibi...
Ben sana hala gitme diyememişsem,
Sen, son kez bir umut beslememişsen
Bu hikaye burada bitti demektir...
Bitmesin...
(
Kurşuni başlıklı yazı
reyyan-rukiye-cakir tarafından
14.03.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.