Sevdiğim henüz toy yirmi yaşında,
Taramış perçemin dökmüş yüzüne.
Buram buram hasret tüter başında,
sevda türküleri düşmüş sözüne.
El ele gidelim çıkıp buradan,
Çekilsin bu hasret gayrı aradan.
Kavuştursun bizi yüce yaradan,
vurgunum kara kaş ela gözüne.
Yâr senin elinden nereye gidem,
Gelme gönlün bende yok ise madem.
Bilemem gönlünü nasıl hoş edem,
Yaslasam başımı şöyle dizine.
Dağlara merdiven kuramam yârim,
Gayrı ahvalini soramam yârim.
Sen yoksan burada duramam yârim,
Kurbanım ben senin cilve nazına.
Gittiğin o yerden gelemez misin?
Güneş gibi doğup gülemez misin?
Ağlasam göz yaşım silemez misin?
Azrail konmadan göğsüm düzüne.
Kaderimsin benim silemezsin ki,
Yürekte saklasın bilemezsin ki.
Benden ayrılmayı dilemezsin ki,
Bu sevda kor gibi düşer özüne.
Madem ki ayrılık alın yazımdır,
Gayrı tek yarenim dertli sazımdır.
Sözüm sitem değil haşa nazımdır,
Su olsam serpilsem yürek közüne.
Meryem'iyim sözüm arındı gayrı,
Beni böyle yakan narındı gayrı.
İnletip ağlatan zarındı gayrı,
Gelsen bu senenin bahar yazına.
Meryem Keskin
27. 03. 2024