Sükun Dildare
Sökün ettiği sükün dildarede
Pamuklara sarılmış bulutlardan
İnip yağarken yağmur
Çarşaf çarşaf
Durgun suyun yüzünü esip bozuyor rüzgar ve
sırasını bekleyene gidip dönmeye takvim
Kavisli kasvetli kurak kafesler içinden
İzin çıkmasını beklemeksizin boşalmış kar taneleri
gibi
Berrak ve beyaz can evinden
Ve minarelerden yukarı dik bayır ve dar
merdivenlerden yürüyüp çıkarak yeri göğü saran son sala ile
Onca güzelliğe vurulduğu güne hayatını tazeleyen
aşk
Göklere direklenen dumanlarla çekip gittiğinde
duvaklarını bürünen mor tüllerden
Gece soğuğunda usuul usulcacık ayın şavkı buz ayaz
İzlerin yol aldığı karda kırağıda hiç kimse
bilmeyecek kadar herkesin temsiline meçhul..
Tohumun düştüğü yerde kalan topraktır, sessiz
dillerin alfabesiyle
Ve gayret pınarlarından damla damla toplanıp
biriken cümle yaşam
Akşam sabah gün devran azık ve erzak variyetini
yitirip mümkünden kesilince
Sefil sürükler gezinir takvimlerin duvar yüzünde
kalan viran civarındaki ömür
Suların karardığı ve toprağın soğuduğu andır
Sessiz sedasız sokulup sinen akşamın işlediği
camdan ve pencereden
Namaz
Niyaz
Sitem
Gam
Sökük
Yırtık
Hepsi ve her şeye
Giyinmiş ve kılınmış günün insanla beraber ve
kendisiyle başbaşa bıraktığı
Ve etrafı insan sıcaklığıyla çevrelenmiş
ocaklardan yırak
Küllerin künyesinde
Sobalar içinde
Gürül gürül yanan ateşten sönmüş sızmış, saçın
savruk hüzün ve hüsran
Seyfi Karaca… Nisan/24
(
Sükun Dildare başlıklı yazı
Yeldegirmeni tarafından
26.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.