Yalnızlığı anlatacak bir kelime var mı?
Bilmiyorum.
Benim yolum hep yalnızlığa çıkar.
Geçmişin kırılası elleri yakama yapışır.
Anıları asar beynimin mandallarına.
Ağlayan gözlerimden yaşlar katre katre,
Dökülülürken kirpiklerimden.
Rüzgar yanaklarımdaki o bir damlayı,
Savurur boşluğa,
Tutunacak dallarımı budadı yine zalim,
Bahçıvan.
Tam bir şeyler yoluna giriyor derken,
Yalnızlığın acı yüzüyle karşılaştım yine,
Yüzüme vurdu bütün hatalarımı.
Geçmişimi yüzüme vurdu bu hayat.
Ve ben yine hatıralara takılıp,
Düştüm tepetaklak.
Anıların rıhtımına bağladım hasret,
Gemisini.
Resimleri, mektupları geçmişin kirli izlerini,
Sıralardım aklımın çaprazlarına.
Dost bildiklerimden geçmişimden,
Hatalarımdan uzaklaşmıştım aslında.
Ama kendimden kaçacak bir yer,
Bulamadım ki bu dünyada.
Bak yine darmadağınım,
Geceler düşman oldu bana,
Uykular haram.
Nere baksam bir uçurum bir hüsran,
Alır götürür beni uzaklara.
Baksana bir halime,
Dipsiz kuyularda merdivensiz kaldım yine.
Oysa her saldırıyı bertaraf edecek gücüm,
Karanlığı parçalayacak cesaretim vardı.
Ben ne boran, ne fırtınalara göğüs gerdim.
Ne yangınlar dan çıktım da geldim,
Ne depremler gördüm,
Ne enkazlar bıraktım ardımda.
Yıktım köşkü, sarayı viran eyledim,
Seyre daldım geriye kalan enkazı.
Aslında hatalarını yüzlerine
Vurmadığım için.
Kendilerini mükemmel zanneden insanlar,
Vardı hep hayatımda.
Ben bir konuşsaydım,
Ah bir konuşabilseydim,
Aynaya bakacak yüzleri kalmayacak,
Utanacaklar, çok utanacaklar.
Şimdi sorsam yalnızlığın adı ne diye,
Var mı tarif edecek bir kelime ?
Camdan bir kafeste nefessiz kalmak
Lacivert bir gecenin koynunda,
Ateşi arayan bir pervane misali nafile
Kanat çırpıp, tükenmektir belkide yalnızlık.
Sonu olmayan sonsuz hayal kırıklığı.
Meryem keskin