Ben bu şehrin karanlık sokaklarında,
Kaybettim gençliğimi.
Derler”ki akşamlar hüznü,
Gece acıyı getirirmiş.
Ben yüzümde hüznü,
Kalbimde acıyı taşıdım yıllardır.
Bakmayın bu kadar,
Sitemkâr konuştuğuma şefkatli ellerim,
Sevgi dolu kocaman bir yüreğim vardır.
Çok sevdim ama hiç sevilmedim.
Sevdiklerim karanlık gecedeki,
Yıldızlar gibiler.
O kadar çok bir o kadarda Uzak.
Sevenim ise,
Bir Seher vaktinde Zühre misali,
Yazılan tüm şarkılar beni anlatır sanki,
Her zaman kederli, her Zaman üzgün.
Bazen bir Ferdi baba şarkısıyla,
Vururum kendimi bu şehrin sokaklarına.
Esen rüzgara karşı koyamaz saçlarım,
Alabildiğine dans eder yanaklarında.
Bazen de,Orhan babayla dilenci olurum,
Yâr kapısında.
Müslüm babayla vururum kendimi efkara,
Dinledikçe esen rüzgar sesini getirir,
Sanki kulaklarıma.
Sahipsiz bir mektup gibisin sen sevgili,
satır satır,okuduğum dudaklarımda.
Belki bir padişahtın gönül sarayımda,
Bu gece terkediyorum,
Gençliğimi bıraktığım bu sokakları,
El ele yürüdüğümüz yolları,
Vefasız sevgiliye açılan tüm kapıları,
Bu şehri terk ediyorum.
Topladım eşyaları aldım bütün anıları.
Sana bıraktım baharları yazları.
Sana bıraktım Temmuz akşamlarında,
El ele yürüdüğümüz yolları.
Son durak tren garı,
İstasyondan kalkan son tren.
Götürsün beni artık uzaklara,
Senden çok…uzaklara.
Elveda sevgili,
Bu şehre ve sana sonsuza dek elveda.
Meryem Keskin