RUBAİLER
TUGUY KALIBI
I. (AŞK)
Aşk narına yanarak yürekten seven kişi
Sevgi umutla bekler aşkla doğan güneşi
Yalan dolanla aşkı sana anlatıyorsa
Ruhu ölmüştür onun masal anlatmak işi
Saki aşkı sunarsan ben ihanet istemem
Sevgi en güzel ziynet başka ziynet istemem
Sevgi kalpten vurmaksa şu üç günlük dünyada
Aşk bir cinayet ise ben cinayet istemem
Sarhoş sanma kendini düşün yarın dünleri
Laf ile değirmende bulgur öğüdenleri
Peynir ile karadan gemi yürüten varya
Alim sayar kendini hemde cuma günleri
Duydum Mecnun Kerem'i, bunlar kahraman değil
Gül için öter Bülbül ama Süleyman değil
Bu dünya bir pazardır alır satar gidersin
Laf ile kumaş satan burda bezirgan değil
Davulcu çomağından davul sesi gür gelir
Bakın hele karşıya değnekli bir kör gelir
Onun gönlü yırtılmış o köre bir şey demen
Kendisinden gecmişse Aşk tadını o bilir
Yaşamak kolay değil sızı iner derine
Çürür et kemik tırnak sinek konar derine
Aslı ile Leyla yı önümüze koysalar
Ne Aslıya bak derim ne dönüp diğerine
Doktor sar bu yarayı kapanmalı bitmeli
Çokmu derin Bu yara bu yarayı netmeli
Off off sende hastasın doktor sende dertlisin
Doktor da hasta ise bilmem kime gitmeli
II ___(TOPRAK)
Ey toprak biz seninle ayrılmaz eş gibiyiz
Şol denizlerden uçan çift kanatlı kuş gibiyiz
Fazla beklemeyelim artık fani dünyada
Bir gün koyun koyuna yatacak değilmiyiz
Alem akıl ermeyen saklanan sırdır bende
O sırra vakıf olup çözemedin ki sende,
Ikimiz seyredelim perdenin arkasından
Bu sır sel yatağının akıp gittiği yönde.
Benden başka dostun yok arama hiç boşuna
Ötelerden duyduğun gitmez belki hoşuna
Ben gibi sadık dostta inanmıyorsan eğer
İnan o zaman sende ayaşla sarhoşuna .
Bu Alem kör düğümdür ne ben çözerim ne sen
Ayrıldımı et tırnak sızlamaya başlar ten
Gökten emir gelip sur üflediği zaman
Şöyle Bir bakmışız ki Ne sen kalmışsın ne ben
Dünyayı dal kavukla bak namertle doldurdun
Öbek öbek çoğaltın saray yurtla doldurdun
Leylaları çürüttün sessiz örttün üstünü
Nice ela gözleri böcek kurtla doldurdun
Cennete, gülücükler ektiğimiz yer deriz
Cehenneme, gözyaşı döktüğümüz yer deriz
Cennetle cehennemi aramayalım boşa
Bulduysak şol cenneti biz hala ne bekleriz
Üstüne yeşil giydin avcunda mavi bir su
Bu keramet değilse söyle bize nedir bu
Anahtarı Besmele mana hazinesinin
Kim döndürür bu çarkı var sahibi illa hû.
III (ÖLÜM)
Şair sen öldün madem okutsunlar selanı
Özlemin bitsin gayri var gör sende mevlanı
Can dediğin gönlünü incilerle doldurdun
Yoksa mahşer gününde bulursun bak belanı
Günahsız temiz doğduk azar azar kirlendik
Şükür nedir bilmedik üzerine dertlendik
Ağlayıp sızlayarak yalvardık Yaradana
Sabret kulum deyince azgınca sinirlendik
Kabre girince insan mezarında hür olur
Eli gözü ayağı toprak ile yoğrulur
Üstünmü açık kaldı onun için üzülme
Yavaş yavaş örtülür çukurun doldurulur.
Kazma kürek toprağı delik delik yarınca
İçerinmi ürperdi mezarına varınca
Gövden kaldı can çıktı gayrı bir şey fark etmez
Ha dağda kurtlar yemiş ha Kabirde karınca
Aşkı Yaprağa dürmüş Zühreyi seven Tahir
Daha netsin Eyy Zühre bu seni öven Tahir
Ne tabib ne doktora gerek yok be Haruni
Ölecek hastalara aşk en güzel panzehir
Harun yıldırım