ÇOBAN
ÇEŞMESİ
Bir
selam ile geldin başına,
Halini
soran var mı, hani nerede,
Pınarların
kurumuş, oluğun düşmüş,
Küskünlüğün
kimedir ey çoban çeşmesi,
***
Bakıyorum
etrafına çöle dönüşmüş,
Ormanlar
yakılmış, ovalar çöle bürünmüş,
Oluklarından
ab-u hayat değil, zehir akıyor şimdi,
Küskünlüğün
kimedir ey çoban çeşmesi,
***
Ozanların
aşkına ses, sazına nota oldun,
Gelinliği
oldun aşıkların, sevincine çağladın,
Dilsizlere
ses, kuruyan gözyaşlarına damlaydın,
Küskünlüğün
kimedir ey çoban çeşmesi,
***
Aşıklar
mendil bırakırdı çeşme başına,
Buluşma
yeri olmuştun tüm sevdalıların,
Küskün
kaldın insanlığa, aşıklar ne yapacak,
Küskünlüğün
kimedir ey çoban çeşmesi,
***
İnsanlar
için çağladın yıllar boyunca,
Bağrını
yardılar, mükafatını aldın şimdi,
insanlar
böyledir işte, nankörlük baş tacı,
Küskünlüğün
kimedir ey çoban çeşmesi,
***
Hicran
yarasıdır aşk, aşıkların yüreğinde,
Vuslata
yürüyen aşıklar, çölde yolcu şimdi,
Yürüdüğü
yol çöl olmuş, çoban çeşmesi nerede,
Küskünlüğün
kimedir ey çoban çeşmesi
***
İnsanlar
gelmiyor artık, selam veren nerede,
Aşıklar
bırakmıyor mendil, gözyaşı kurumuş artık,
Ölü
bedenler gibi, dilsiz sevdalar ağlaşıyor başında,
Küskünlüğün
kimedir ey çoban çeşmesi,
***
Ferhat
ile Şirin bir selam ile gelse yanına,
Bir
yudum su istese, içme der dile gelirsin,
Leyla
ile Mecnun gelse, ses verirsin zehir diye,
Küskünlüğün
kimedir ey çoban çeşmesi,
***
Çağlıyordun
zamanında cennetti her bir yanın,
Her
bir canlı hürmet ile kana kana içerdi suyundan,
Hayat
veren değilsin, hayat söndüren oldun artık,
Küskünlüğün
kimedir ey çoban çeşmesi,
***