BİŞREV - II   ( YAZGI )


yazgım
tül kanatlı bir rivayet
yürekse
mantığın elinde düğümlü taş çilesi
yanışı yarım yağmurlu ferman

vicdanın cılız hesabından zılgıt yemeyeli çok çeyrek saat geçmiş
saniyelerin kırbacı sırtımı bekler
iliklerime gerileyen kulaçlar yakındır korkum kadar
dilime tutuklu çığlık koleksiyonum dillenişe memnu
gözlerimden
odamın dağ duvarlarına çarpıp da
yüzüme tokat gibi inen isyanın rengini tanıyorum
olanca çamura rağmen
"ben kimim" desene dilim
hayatını avuntu edilmiş aciz
gerisi sayımda her nefesin
gaflete nasıl takat buldun

nemli bir dün düştü yarınki kuruluktan
güz düştü hatırıma ey pıtrak yutkunası
taammüden yaş kırdım yanağımda zangırtı
boynumun paraziti hüzün
dost yoksuluyken varsıllaşan
tekillik arayışımdandı dikenli varlığın

mühürle kimliğini
bundan böyle
vadi kayıtlarında çoğullaşan renkleri
uzak bitir resmimden
suskumun yitimi mecruh sesim
az daha tökezlenecekti hiç kuytuma
yediveren mihraklara yazılı iki damla siyah tutuştu soluğumda

öyle tenha bakma ey sürçmelere meftun
sen ne sağanak akabildin çatlak kaoslarıma
ne de boğulmalara gebe iken
yangına sığınırdın
en muhtaç şetareti kucaklayacakken
varlıklı gölgeleri yüreklendirdin yok yere
yakıştı mı sana usul usul hece çizmek
yabaniliğin sırtı sıvazlanacaktı ki
usumun kireçleri çatırdasın

fersude bir bahçeden
hurafelerin her rengini içip içime tükendim
faraziyelere akıl bozdurdum ağlayarak
bir ramak emekleyemeden çelmelenmek
el yordamıyla düğümlemeli bu kenti
pıhtı derlemeden kucağıma tırnağımdaki kan kaybı

kıvılcım aydınlığı gece
yine yarım kaldım son virajın ardında yarılırken
yoksa her dakika zırıldamadaki ecel ufkunda mı terin
koparma çabasında daraç bilinci
od yok ocak yok
ne pişireceğim şimdi?
hangi hazır cevap aynadan yanıt dileneceğim
faililiği lime lime sunulacak soframa dertlerin
görmeyi yadsıyan görev sorumsuzu gözlerim
karşında dikilmekten yeğ tutacak
duymayası korku sağırlığını

henüz etrafımda çemberlenen yıl halkalarımı fark etmemiştim
kanımda boşluk direnirken
hece yok, kalem yok
küreklerimi çalan ateş böceklerimi
nasıl esmeli şimdi
yel yok, yelken yok
dirseklerimdeki akrebin müntehir damarı neden ağlıyor
fora yelken yağmura susayan bencilliğimdi hani
tarih düşümde uyurken
gerillalar kurtarıcı mı kesildi tenhalığa
fersah fersah gül kurusu biriktirdim
Fenike’lilerden kalma yıpranmışlığa

çepeçevre as şimdi avladığın leşleri
nergis zambağı bitti Tunus gediğinde
hakimane bakışından yapılmış yeni bir mezar kaz
pusatsız dillenişin kalabalığı var
adı yargı
mürekkebin fevkine sabır kondur öfkene
çünkü gözlerimin içindeki karanlığa küstüm
müsekkin bir hale belirse de
kurtaramayacak çırpındıkça batış tekrarlarını

görmezden geldiğim kaldırımlar
üşüyen hüznüme yorgan şimdi
güneşin sırtı kadar zifir gölgeli ruhum
hiçliğimde köz
mecruh ve nemli aortlarım sabra intihar
isyana öz

bile bile bilinmezliğe emanet verdiğim yitikler
kaç ayaz geçti koparamadı yokluğu
demir tavında dövülürdü hani
sol yanım niye ezik öyleyse
hani yansıtmaçtan yüzüme çarptı
bu nemli bakış
kırın aynaları
yüreğimde ağlayan çocuklar sussun
çirkinlik insana yakışır


demir-ci

( Bişrev - Iı başlıklı yazı DEMİRCİ tarafından 9.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu