gülüşlerine bulanmış...
kaygı uyandırılmaya gelmez
lakin hazindir uykusu
içte burulur, içi burar
ve burkulur, gözlerindeki parıltılar gibi
yaşamı geride tutar, ölümcül bir serzeniş...
didişmeler var sessizliğimde
aklın duyarlılığıydı yüreğin yitimleri
telafisizdi görünüler, anımsadıklarım
gün yüzü görmeyenlerin iç çekişleri gibi
ve savrulur darağacında, vakitsizce...
dudaklarımda ucu açık bir anlam
çatırdayan bu ısırgan soğukluk
çıplak ayaklarımda dolaşır, ellerin gibi
tekrar hayatlandırmak için miydi bu dokunuş, ölümü
yoksa tekrar öldürmek için miydi hayatı?..
yalnızca ben bilirim, çizgilerini,
ellerinin, kıpır kıpır dokunuşlarını,
çağıldar bu türkü, her an, yazgımda,
ve yalnızca ben bilirim neye benzediğini, hiçliğin,
öldürmeden oldurmadığını, teklifsizce...