I


Dağ başını bir yangın tutmuş

Yanmaktayım

Oy gelincik

Gözlerim kan çanağı

Bir yudum suya muhtaç

Kızılı siyah

Moru siyah

Damlalar sıkışmış

Mertlik kirlenmiş

Bir yolsuz sevgide 

Yoksul hınçsız ve umarsız

Beklemekle

Dakika vuruyorum

Kör bıçakla

Alıp başimi bir zaman

Eşkıyalık tutacaktım

Bir yanda kainatın yalnızlığı 

Bir yanda benim bitmeyen

Leş yiyen kargalar gibi

Eşerek topraktan çıkardığım

Kokuşmuş 

Çürümüş

İncinmiş

Yalnızlığım


Öyle düştün aklıma ya

Bu da geçer elbet


II


Oy gelincik

Taze baharın kokusunu

Ellerinde tutarsın

Düğüm düğüm ihanetin altından

Kendimi temize çıkarmam

Yine de korkaklık iliklerime

İşlemiş, kemiklerime batıyor


Artık sensizlik

Su gibi nefes gibi

Çölde avuç avuç kum yiyen

Adamın yaşadığı açlık gibi

Ya da buğusu tüten tazecik

Somun yahut bir tutam tuz gibi

Şuursuz ve çıplak bir adamın

Arkasında durduğu kireçli duvar

Taş parçaları gibi

Sensizlik rüzgardır ağaçtır

Kumdur yağmurdur

Sensizlik emektir alınteridir

Başlı başına bir iştir

Sensizlik kimsesizliktir


Öyle düştün aklıma ya

Bu da geçer elbet

III


Oy gelincik

Nasıl bir devre düştük

Kim kimdir bilinmez

Paslı zehir bıçak 

Gırtlağına dayanmış milletimin

Bir uyuşmuş ki bedeninden

Zihninden ruhundan

Kanlı hırıltılarla kendini doğruyor 

Bir yıl önceki ondan önceki benler

Birer birer çekip gidiyorlar benden

Bin yıl bin yıl üstüme biniyor

Kalabalığın ortasından fert fert

Kıl gibi gözükmekteler

Halbuki çamurdan öte değil

Arkadaş belledigim bir kaç

Bir kaç hatıra işte

Susmak lazım

Beklemek lazım

Cehennem bu yalnızlık


Öyle düştün aklıma ya

Bu da geçer elbet

IV


Oy gelincik

Bir bedel biçmisler ademoğluna

Ucuza gidemez öyle beleşten

Ölmek dahi pahadır

Yaşamak dahi pahadır

İçin konuşsa ağzın susmalı

Yerlere kapansa için

Utançtan kızgınlıktan kırgınlıktan

Başın mağrur durmalı

Fazlalık olana törpü vurulur

Eğe vurulsun törpü vurulsun 


Sus ki sökülmesin 

Yedi başlı ejderhanın heyulası

Sensizliğin ipliği

Ah bu insanlık

Köküne kibrit suyu

Hayınlığın çiyanlığın

İçinde 

Ne ağzın oynamalı

Ne yüreğin çağlamalı

İnsanin derdi insan olmuş

Herkesin diyecek lafı vardır

Çok kıymetli ya

Lafı batsın

Ne tek kelime etmeli

Duymalı konuşmalı

Susmalı ancak vazgeçmeli

Susmalı

Kendimi temize çekmiyorum

Köküne kibrit suyu


Öyle düştün aklıma ya

Bu da geçer elbet


Oy gelincik

Ne uzaktan bir selâma muhtacım

Ne de candan bir mehabaya ihtiyacım var

Acınmaktan da korkarım

Zevkin demidir

Bir sel vurmuş filan yeri

Kim duymuş kim görmüş

Hadi oradan

Gitsin bakalım hayırsız başım

Çarpınca çıkmaza elbet durur

Üç bilemedin beş gün sürmez

Ciğer solumaz kalp atmaz

Zaman da durur

Zevkin demidir bu

Oy gelincik


Öyle işte

Bu da geçer elbet

( Bu Da Geçer Elbet başlıklı yazı Tânî tarafından 14.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu