Sayılı gün derlermiş
Zerdali dalında rüzgar uçururmuş yapraklar açık
muslukta su yürür gezermiş eşmeden,
Çeşmeden
Bademler yeşerirmiş iki vakit arası bir gertnelik
toprakta, çiçek verirmiş dağlar dağlara
Mektup yazarmış, gün savarmış, mevsim yollarmış
eriklenince karıklar
Gök renginden ırmaklar
Kına renginden ilkbahar
Nar kızarırmış yaz güz
Yükünü tutarmış ömür yaşlandıkça çarşısı çehresi
değişmelere çorak yahut çopur
Sönermiş dünya devrinde lambalar ve hatırası
yadigara çınlar dururmuş
Bir güne birgün
Mutlaka
Kesin birgün
Ergünüzde yahut zifir gecede şeleği göçü çatıp
elvedadan huzurdan
Açılan defter sayfasına mühürsüz damga düşermiş
İnsan misalince vesikasız evraka, gerekse çaysiz
kahvesiz mola
Yol bakarak el çekerek
Konar göçerek dünya misafir hanelerden
Seyfi Karaca….Haziran/24