AMA

Bir ulaşabilsem o dala ve bir yiyebilsem yasakladıkları meyveyi.

Onu bütün azı dişlerimle ısırarak gereği gibi, isterim şapur şupur yemeyi.

Pişman da olmam şu yemin niteliğindeki sözlerim gereği.

Yemin ederim, etmem gururumu silkip atacak olan o tövbeyi.

 

Ama uzanamıyorum meyvenin kendisine tutunduğu dala,

Belki de dal uzanmak istemiyor doğru bana.

Kesemiyorum kökleri semaya uzanan ağacı da.

Yok ki yanımda hiç ıskalamayan, ölümün kullandığı balta.

Ölümlü ölümle pazarlık üstüne pazarlık yapsam da

O baltayı almak için kendisiyle satranç oynuyorum hala.

 

Meyveyi almak için ne zahmetlere girdiğime

Şahit olanlar acıyor ve sıkıntılarım ile

Aç olmam arasında akli bir illiyet kuruyorlar.

Sonra kendi hallerine şükür ediyorlar.


Ama aç değilim, belki gözüm karnıma nispetle

Hafiften hayat kemirici bir açlık his etmekte.

Gözümü ise iyi değilim kontrol etmekte.

Askere gitmek istiyorum ama

“ama” demeyi kesebilmiş değilim.

( Ama başlıklı yazı travis--bickle tarafından 22.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu