BİR HASTANE FOTOĞRAFI
İnsan, her an farklı bir insan mıdır
Yoksa
Her an, farklı bir insan mı yaratır
Bilmiyorum.
Kalabalığın çağıldadığı, yasaları
ciyaklayan,
Çağıl çağıl çınlayan
Çan tınıları
Öldüremese de düşümü veya güdümü
Bastırıvereyazandır ve
Bastırılmak, anahtarıdır sarılmamın.
Nerede mağlup varsa ben onu tutarım.
Birinin yenilgisini ebelemek
Kader için oyun bozanlık demek
Olduğundan mağluplayım.
Oysa arasındayken bütün o
hemşirelerin, doktorların
Sığınak yerinde mağlupların
Beklemek yerine ayak basmadığım, içine
karışmadığım
Bir yer olmasını temenni edişim
harbice bir taraf tutmaklığım
Olmayışındandır.
Oradaydım, mağlupların ilk ve son
kalesinde
Daha dün, beni tiksindiriyordu
Işığı, şekli binanın, şemaili
çalışanların,
Şaklaban bir doktora rağbet ediş,
İçtensizlik, içkinsizlik, işlemeyiş,
Daha doğmadan yenilmişlerin
Doktor koğuşlarında yenilgilerinin
ivmelenmesi…
Yenilgileri üstlerinde durmuyor hiç
iğreti.
“Hiç usanılır mıydı
usandırılmışlardan”
Demiştim önce
haklanmamdan önce
Ama
Beni kusturuyor artık
Sarı ışıklı koridorun uçsuz bucaksız
İnsan fışkırtan, insan tıksındıran,
cansız
Sonsuzluğu…
Hani uçlu bucaklı evimdeyken,
Beni kondurduğu babamın,
Sonsuzluğu, sahip olduğu mağlupların,
Gıptalardım.
Gıptalanmak da meçhul kalmakmış,
anladığım.
Yazarın
Önceki Yazısı