Gökte sessiz süzülürken bulutlar
Bir kırlangıç kuşunun kanadında
Yeşerecek türlü türlü umutlar
Sevdanın gözü kara inadında
Taze çiçekler ölür mü baharda
Sonu kötü olmaz maceraların
Damla kan gezmez kurumuş damarda
Ömrü biter mi hiç hatıraların
İçimde hep kıyametler kopuyor
Denizler ve gök hâlâ uykudadır
Ruhum pencerelerini kapıyor
Deli rüzgar sinmiş bir kuytudadır
İşte başlıyor gecenin ayini
Yağmur yağıyor yükselmiş nehrinden
Birisi köhne yerlerin sakini
Kalkmış gelmiş yine mamur şehrinden
Sonsuz yollar ki aşılmaz bilirim
Sadece gel desen yine gelirdim
Aklımda ki seda yeterken daim
Adımı desen sesinde yiterdim
Gezdim sözlerde bazı aç bazı tok
Bir zaman mısralara bağırdığım
Şu uzun cümlelerin manası yok
Sensin her kelimede çağırdığım
Gürültüyü bir kenara koymuştum
Duyduğum şu sesin kızıl kurşundu
Ben ilk şiiri senden duymuştum
Artık kim vurulacaksa vurulsundu
İçimde ölen sadece birkaç insan
Ne olur sanki duacım kalmasın
Bir kelime ver o dudaklarından
Başka söze ihtiyacım kalmasın
Nefesin leylak tohumları ekti
Zarif bir ülkeden haber gönderdin
İstediğim basitçe bir çiçekti
Sen tuttun bana yüzünü gösterdin
Alemden bütün bildiklerim dahil
Adın olmasa bilmem ne söylerdim
Sadece yarım varlığımla değil
Ben seni yokluğumla da özlerdim
Hasılı benim bende işim kalmadı
Sen beni benden alsan da olurdu
Gerçi hiç sensiz zamanım olmadı
Garip sevdam yine beni bulurdu
Gökte sessiz süzülürken bulutlar
Bir kırlangıç kuşunun kanadında
Bende toplanmış olsa tüm vücutlar
Bin hece sensin Tânî’nin adında