Dünyayi derinden etkileyen
degisimlere ve olusumlara genelde kurallari kati, disiplini sert, disariyla
iletisimi belirlenmis rutinler disinda neredeyse hic olmayacak kadarina ice kapali ve sinirli egitim-ögretimlerden
gecmis olanlar damgasini vurmus. Gerek olumlu gerek olumsuz bütün sonuclariyla kosullanilan
hedefin her gelismesini mutlak basariya ve üstün gelmeye bütün ( onur gurur
bilgi atilganlik dirayet yetenek gibilerle ) donanimli saglayicilariyla
birlikte insanlik tarihinde iz birakan Iskender
böyle birisiydi. Cengiz Han, Hannibal, Sezar, Korkunc Ivan, Kral Arthur, Selahaddin Eyyubi ve
niceleri dersen yine aynisi.
FRANSA´nin ULUS BIRLIGI`ni
ve kalici devlet yapilanmasini derebeyligin yikilarak saglandigi ve krallari da
kurulan Devlet Yapilanmasi`na göre sorumlulugunu hatirlatan; imparatorluklarin
sürekli kan kaybetme noktasinda güc inanc ve otorite paylasimini Otuz Yil Savaslari`yla ve WESTFALYA ANLASMASI`yla
yeni dünya geleceginin habercisi olan RICHELIEU, saraydaki MEDICI ailesi arasindaki
hirs ihtisam heybet ve ihtiraslarindan faydalanarak tek basina her hükmün
sahibi oldugu etkinlige KILISE`nin kardinali yolundan ziplayip terfi ettirmis
kendini.
Katharina ve Ikinci
Elisabeth gibileri de tipki imparatorice Viktorya gibi kiliseyle ve ordu
gücleriyle oturup anlasarak kendilerini güttügü toplumlarin sert ve kati
disipliligin ögretip yetistirdigi kuralci temelden sinirsiz yetkiyle donatilmis
tanricalari konumuna getirtmisler. Napolyon Hitler Mussolini pisikopat
serisinden türevlileri dersen yine öyle.
Sert, kati, gelenekci kural
inanc ve törelerin egitim ögretimiyle yetisen, Cenevre -Paris arasinda her basi
derde girdigi anda sürgünler, kovusturmalar, takipler yasayan; Fransiz
Devrimi`nin yapiminda ve mimarliginda en etkinler arasinda ilk sirayi alan;
sinirsiz sahip olma istegine bagli gelir dagilimi adaletsizliginin -tipki Diyojen
ve Konficius gibilerinin de insanlik tarihi boyunca üzerinde dikkat cektigi- dengesi
bozulan tüm sosyal gecimsizligi tetikleyen sebeplerin en basinda geldigini yazan
söyleyen ve etkinliklerde bulunarak yetki gücü asla kimseye devredilemez MiLLi
IRADE kavramini secilenlerin secenlere ancak hizmet etmekle yükümlü memur olabilecegini
TOPLUM SÖZLESMESi basligi altinda sosyolojinin ve demokrasinin manifestosunu
yazan ; ve bu yüzden sürekli otoriter gücler tarafindan cezai islemlere maruz
kalan Jan Jak RUSSEU, ikide bir protestan -katolik zikzakli mezhep degistirmeyi
hüner haline getiren kati ve sert kilise egitiminden gemis biriydi.
Marksizm`i yazan ve yayinlayan
Karl Marks, kati ve sert kuralli Yahudi ailenin sonralari ( görünüste hristiyan
fakat özde Yahudi kalan formatta Osmanli`daki Sabataistler gibi ) katoliklige
gecen Trier`li köktenci aileden
geliyordu.
Asil ismi Francois Marie
Aurat olan ve Fransiz Devrimi`ni etkileyenler listesindeen az RUSSU kadar
dipten derinden etkisi olan; ayrimsiz herkesin yasam bicimini kendine özgün degerlerle
yasamasi gerektigine ve DÜSÜNCE ÖZGÜRLÜGÜ`ne dikkat ceken Volter, cok erken
yitirdigi ana babasizliga önceleri soylular ve krallar sahip cikarken, düsünceleri
direk onlari hedef aldigi icin ordan oraya kacak yasamis, sürgünden sürgüne kovulmus, Paris Londra
Berlin arasinda mekik dokumus, hapis yatmis, hakkinda cokca hapis ve yakalama
cikartilmis. En nihayetinde Paris`e gelme yetkisi cikinca heyecandan öte
dünyaya göcmüs ölmüs. Bu süre icinde yazdigi ilk oyunla beraber VOLTER niki asil
isminin yerini alan rumuzla bilinmis taninmis.
Bestekar Weber; klasik
eserlerin en maharetlisi Mozart, Bach, Schubert, Schumanlar gibi kati kuralli disiplinli
muhafazakar ve sert egitim -ögretimden gecmis. Döneminde tümüyle etkin olan Italyan
OPERA Klasiklerini tek cagilara yazili olmaktan cikararak icerikten sekilcilige
kadar esas temelden degisim yenilikciliginin
ORKESTRA düzenlemesini hayata gecirmek isteyince her calismasi sekteye ugratilmis
ve her tolumsal iletisimden kovulmus. Volter ve Marks gibi basarisizliga
ugrayan hayal kirikliginin sürgünlügünü Londra`da gecis süresi olarak yasamis. Haydin`dan
ögrencilik dersi almis Wagner `e ilham kaynakligi etmis. Sayisiz eserler
yazdigi halde yasami boyunca cok azi sergilenme basarisi saglamis. En
sonuncusunu büyük alkis toplayacagi Londra`da sahneye koyarken hep kann kusarak
dertlendigi verem hastaligina yenilmis ölmüs.
Yüzyilimiza FRANKFURT kitap
fuari BORSASINDA toplumsal konulari derinden isleyip hal careler üreten sosyalizm
fikrini yozlastirip soyan sömüren ilahlarin ` satilik tezgahimizda ne ararsan
var ` rafinda ise yaramaz hale getirmek icin özel kuluckalarda kundaklanarak
piyasaya sürülenlerden SiMoNE De BEQuare, SARTRE ve ERICH FROM`lar da kati
sert, ice kapanik kimi manastirdan kimi burjuva sosyetesi kozmik kutusundan yasadiklari
cagi ve yeryüzü toplumlarini alistirarak uyusturan nitelikteki egitimli ve
ögretimli figür figüranlardi.
Kimlik dediginse zorlayici
bütün etmen ve etkilesimlerine rgmen degisen sartlarin durumlarin ve zamanlarin
tüm tarih seyir ve serüvenleri boyunda SOSYOLOJiNiN her alanina saglam
kaliciligin kökten getirdigi degerlerle insanliga ve hayata tutunan DEGISMEYEN`
idir. Örnek mi : Türkler.
Zaman zaman ihmal ihanet
duyarsizlik kayitsizlik keyfiyet düskünlüklerine maruz hayat ve toplum
gercekligiyle uyusmayan mal mülk güc ve gösteris zehirlenmesinin yagmalayip büyük sarsintilarin yikici enkazinda kaldigi
dönemler olsa da, insanlik oldu olali hep kendi özgün kök ve küllerinden daha
güclenerek dogdu. Onlarin köklü, asli ve kalici künyesinde toplumsal
degerliligi asla ve hic bir sartta vazgecilmez; her bireyi sosyal yükümlülükle ve aidiyet
duygusuyla ( adalet sevgi saygi mertlik cesaret yigitlik vicdan akil bilinc emek
paylasim ve niceleriyle esitleyen ) zamana ve mekan degisimlerine bagli
kalmaksizin; ve `biz bütün bunlari Avrupa`dan siparis ettik getirttik `
özentisinin kulu kölesi olmayan özne ve
yüklemlerin bellekten bilince varincaya kadar karakteristik özellikte kültürlü duyarli
deneyimli birikimli onurlu ve saygin kimliginin kendisidir cünkü Türkler.
Degisen durumlara
degismeyen kimlikte Örnek mi : Avrupa Futboo Sampiyonasinda Hollandalilar kadar
milli duygudasliligin GRI STADYUMLARINI portakal rengine boyadigi gibi her mac
öncesi ve sonrasinda- Avusturya-Türkiye Maci örneginde oldugu gibi – yürekten bagli
olduklari degerlerini, aiyet duygularini ve degismez kimliklerini öpüp kucaklayip
koklayan sevgi seliyle gelincik rengine giydi süslendi ülkesinden binlerce
kilometre ötede öksüzlükte unutulmus Türk`lerin cocuklari.
Cünkü Kimlik…: `biz bunlari
AVRUPA`dan siparis ettik getirdik` pazar piyasa ve borsaciligin her kullanisa
uygun üretilmis yapay zekasi veya soyan sömürenlere özel mahsus mal ürünü,
dekor cesidi, carsi cesidi , teknoloji robotu veya afyon cikleti degildir…
Asagidaki siir ordandir :