Kızaklı Celenk 8

Dünyayi derinden etkileyen degisimlere ve olusumlara genelde kurallari kati, disiplini sert, disariyla iletisimi belirlenmis rutinler disinda neredeyse hic olmayacak kadarina  ice kapali ve sinirli egitim-ögretimlerden gecmis olanlar damgasini vurmus. Gerek olumlu gerek olumsuz bütün sonuclariyla kosullanilan hedefin her gelismesini mutlak basariya ve üstün gelmeye bütün ( onur gurur bilgi atilganlik dirayet yetenek gibilerle ) donanimli saglayicilariyla birlikte insanlik tarihinde iz birakan  Iskender böyle birisiydi. Cengiz Han, Hannibal, Sezar, Korkunc  Ivan, Kral Arthur, Selahaddin Eyyubi ve niceleri dersen yine aynisi.

FRANSA´nin ULUS BIRLIGI`ni ve kalici devlet yapilanmasini derebeyligin yikilarak saglandigi ve krallari da kurulan Devlet Yapilanmasi`na göre sorumlulugunu hatirlatan; imparatorluklarin sürekli kan kaybetme noktasinda güc inanc ve otorite paylasimini  Otuz Yil Savaslari`yla ve WESTFALYA ANLASMASI`yla yeni dünya geleceginin habercisi olan RICHELIEU, saraydaki MEDICI ailesi arasindaki hirs ihtisam heybet ve ihtiraslarindan faydalanarak tek basina her hükmün sahibi oldugu etkinlige KILISE`nin kardinali yolundan ziplayip terfi ettirmis kendini.

Katharina ve Ikinci Elisabeth gibileri de tipki imparatorice Viktorya gibi kiliseyle ve ordu gücleriyle oturup anlasarak kendilerini güttügü toplumlarin sert ve kati disipliligin ögretip yetistirdigi kuralci temelden sinirsiz yetkiyle donatilmis tanricalari konumuna getirtmisler. Napolyon Hitler Mussolini pisikopat serisinden türevlileri dersen yine öyle.

Sert, kati, gelenekci kural inanc ve törelerin egitim ögretimiyle yetisen, Cenevre -Paris arasinda her basi derde girdigi anda sürgünler, kovusturmalar, takipler yasayan; Fransiz Devrimi`nin yapiminda ve mimarliginda en etkinler arasinda ilk sirayi alan; sinirsiz sahip olma istegine bagli gelir dagilimi adaletsizliginin -tipki Diyojen ve Konficius gibilerinin de insanlik tarihi boyunca üzerinde dikkat cektigi- dengesi bozulan tüm sosyal gecimsizligi tetikleyen sebeplerin en basinda geldigini yazan söyleyen ve etkinliklerde bulunarak yetki gücü asla kimseye devredilemez MiLLi IRADE kavramini secilenlerin secenlere ancak hizmet etmekle yükümlü memur olabilecegini TOPLUM SÖZLESMESi basligi altinda sosyolojinin ve demokrasinin manifestosunu yazan ; ve bu yüzden sürekli otoriter gücler tarafindan cezai islemlere maruz kalan Jan Jak RUSSEU, ikide bir protestan -katolik zikzakli mezhep degistirmeyi hüner haline getiren kati ve sert kilise egitiminden gemis biriydi.

Marksizm`i yazan ve yayinlayan Karl Marks, kati ve sert kuralli Yahudi ailenin sonralari ( görünüste hristiyan fakat özde Yahudi kalan formatta Osmanli`daki Sabataistler gibi ) katoliklige gecen Trier`li  köktenci aileden geliyordu.

 

Asil ismi Francois Marie Aurat olan ve Fransiz Devrimi`ni etkileyenler listesindeen az RUSSU kadar dipten derinden etkisi olan; ayrimsiz  herkesin yasam bicimini kendine özgün degerlerle yasamasi gerektigine ve DÜSÜNCE ÖZGÜRLÜGÜ`ne dikkat ceken Volter, cok erken yitirdigi ana babasizliga önceleri soylular ve krallar sahip cikarken, düsünceleri direk onlari hedef aldigi icin ordan oraya kacak yasamis,  sürgünden sürgüne kovulmus, Paris Londra Berlin arasinda mekik dokumus, hapis yatmis, hakkinda cokca hapis ve yakalama cikartilmis. En nihayetinde Paris`e gelme yetkisi cikinca heyecandan öte dünyaya göcmüs ölmüs. Bu süre icinde yazdigi ilk oyunla beraber VOLTER niki asil isminin yerini alan rumuzla bilinmis taninmis.

Bestekar Weber; klasik eserlerin en maharetlisi Mozart, Bach, Schubert, Schumanlar gibi kati kuralli disiplinli muhafazakar ve sert egitim -ögretimden gecmis. Döneminde tümüyle etkin olan Italyan OPERA Klasiklerini tek cagilara yazili olmaktan cikararak icerikten sekilcilige kadar esas temelden  degisim yenilikciliginin ORKESTRA düzenlemesini hayata gecirmek isteyince her calismasi sekteye ugratilmis ve her tolumsal iletisimden kovulmus. Volter ve Marks gibi basarisizliga ugrayan hayal kirikliginin sürgünlügünü Londra`da gecis süresi olarak yasamis. Haydin`dan ögrencilik dersi almis Wagner `e ilham kaynakligi etmis. Sayisiz eserler yazdigi halde yasami boyunca cok azi sergilenme basarisi saglamis. En sonuncusunu büyük alkis toplayacagi Londra`da sahneye koyarken hep kann kusarak dertlendigi verem hastaligina yenilmis ölmüs.

 

Yüzyilimiza FRANKFURT kitap fuari BORSASINDA toplumsal konulari derinden isleyip hal careler üreten sosyalizm fikrini yozlastirip soyan sömüren ilahlarin ` satilik tezgahimizda ne ararsan var ` rafinda ise yaramaz hale getirmek icin özel kuluckalarda kundaklanarak piyasaya sürülenlerden SiMoNE De BEQuare, SARTRE ve ERICH FROM`lar da kati sert, ice kapanik kimi manastirdan kimi burjuva sosyetesi kozmik kutusundan yasadiklari cagi ve yeryüzü toplumlarini alistirarak uyusturan nitelikteki egitimli ve ögretimli figür  figüranlardi.

 

Kimlik dediginse zorlayici bütün etmen ve etkilesimlerine rgmen degisen sartlarin durumlarin ve zamanlarin tüm tarih seyir ve serüvenleri boyunda SOSYOLOJiNiN her alanina saglam kaliciligin kökten getirdigi degerlerle insanliga ve hayata tutunan DEGISMEYEN` idir. Örnek mi : Türkler.

Zaman zaman ihmal ihanet duyarsizlik kayitsizlik keyfiyet düskünlüklerine maruz hayat ve toplum gercekligiyle uyusmayan mal mülk güc ve gösteris zehirlenmesinin yagmalayip  büyük sarsintilarin yikici enkazinda kaldigi dönemler olsa da, insanlik oldu olali hep kendi özgün kök ve küllerinden daha güclenerek dogdu. Onlarin köklü, asli ve kalici künyesinde toplumsal degerliligi asla ve hic bir sartta vazgecilmez;  her bireyi sosyal yükümlülükle ve aidiyet duygusuyla ( adalet sevgi saygi mertlik cesaret yigitlik vicdan akil bilinc emek paylasim ve niceleriyle esitleyen ) zamana ve mekan degisimlerine bagli kalmaksizin; ve `biz bütün bunlari Avrupa`dan siparis ettik getirttik ` özentisinin kulu kölesi olmayan özne  ve yüklemlerin bellekten bilince varincaya kadar karakteristik özellikte kültürlü duyarli deneyimli birikimli onurlu ve saygin  kimliginin kendisidir cünkü Türkler.

Degisen durumlara degismeyen kimlikte Örnek mi : Avrupa Futboo Sampiyonasinda Hollandalilar kadar milli duygudasliligin GRI STADYUMLARINI portakal rengine boyadigi gibi her mac öncesi ve sonrasinda- Avusturya-Türkiye Maci örneginde oldugu gibi – yürekten bagli olduklari degerlerini, aiyet duygularini ve degismez kimliklerini öpüp kucaklayip koklayan sevgi seliyle gelincik rengine giydi süslendi ülkesinden binlerce kilometre ötede öksüzlükte unutulmus Türk`lerin cocuklari.

 

Cünkü Kimlik…: `biz bunlari AVRUPA`dan siparis ettik getirdik` pazar piyasa ve borsaciligin her kullanisa uygun üretilmis yapay zekasi veya soyan sömürenlere özel mahsus mal ürünü, dekor cesidi, carsi cesidi , teknoloji robotu veya afyon cikleti degildir…

 

Asagidaki siir ordandir :

 

KIZAKLI CELENK 8

 

O kadar güzellige taniklik edince
Lamba direklerinden daha saglamdir gökteki bosluk diyorsun
Gökteki bosluktan daha saglam ve sicaktir diyorsun mandalsiz salinan yildizlar
Ve yildizlardan bir yildiz
Cirkin kadin yoktur, bakimsiz kadin vardir diyen Brigitte Bardottan
Veya Jil Sanderden
Ah o buz gibi dolaplar yok mu oooooof ooooof offf.!
Hizli degisim senelerinin üstünde basinda adem ve havvadan kalmalari dahi
Suc ve günah sayarak erotik romantizmine yetmislik yanginlari gibi
Bardaklarda gündelik evlenip bosanmaya herkesten dudak izi birakan
Cöl rüzgarlari gibi, varya hani kulaklarin memelerine kadar yalayan fisiltilarla
Jöteme
Jöteme
Jöteme
Kupon biriktirmektenmis meger yer altindan geciyor artik
Sanaldan topuklayip tomaklayarak , pavyonda bes
Arabada obes…yildizlardan bir dünya ki, her saniyesi ücretli stritpzlere tabi
Genel ve umumiyetin yoluna yatagina giren cikani belirsiz
Boslugun icini gazoz kapagindan köpüük köpük cukur yerlere silip akitmaya
Temmuzu bulmus boynuz kulagi gecmis bile
Insani ortasindan ikiye parcalayip ayiran tecavüzcüsüne asiklik
 
Seyfi Karaca……..Temmuz / 24
( Kızaklı Celenk 8 başlıklı yazı Yeldegirmeni tarafından 4.07.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu